lazcuk

lazcuk
@lazcuk
Selçuk oku ile başlayan Kuran, dinle ile başlayan Mesnevi az biraz fotoğraf az biraz tarih ömür boyu talebe youtube.com/watch?v=4mvz4Ui... jeofizik finans ilahiyyat tasavvuf doğuştan laz
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Reklam
....insanın varlığı doğadan ayrı düşünüldüğünde yok olmaya mahkumdur.
Sayfa 27 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Mitolojinin ve farklı dinlerin bâtınî kısımlarının sıkça kullandığı sembolik düşünce maddeler arasındaki ilişkide sınırsızlığa izin verir. Her şey farklı özellikleriyle çok çeşitli fikirler uyandırır ve bir özelliğin birkaç sembolik anlamı olabilir. En yüksek kavramların binlerce sembolü olabilir. Hiçbir şey yüceyi temsil edecek ve övecek kadar
Sayfa 26 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024

Reader Follow Recommendations

See All
dipnot 14
Bu durumu şu örnek çok güzel açıklar: "Dört İslam ülkesinden, dört farklı dil konuşan dört hacı Mekke'ye doğru giden yolda çölden geçiyorlarmış. Bir vahada bir parça altın bulmuşlar. Altın parçası o kadar küçükmüş ki bölüşseler ellerinde neredeyse hiçbir şey kalmayacakmış. Bunun yerine altın ile bir şey satın alıp bölüşmeye karar vermişler. Almak istedikleri şeyi, en yaşlıları Arapça, ikincisi Farsça, üçüncüsü Türkçe ve dördüncüsü Kürtçe -hep aynı şeyi-söylemişler. Her dilde üzüm kelimesi farklı olduğu için birbirlerini anlamamışlar ve kavga ile son bulan bir tartışmaya girmişler. Oradan geçen ve dört dili de anlayan ve her birinin hakkını savunacağına söz veren beşinci hacı gelene kadar sakinleşmemişler. Beşinci hacı parayı alıp gitmiş ve biraz sonra sulu üzümlerle gelerek aralarında pay etmiş. Bu durum değişik dinler için de tıpkı böyledir. Hakikat daima aynıdır, onu anlatan kelimeler ise çok farklıdır. Gelecekte bir gün insanlar yeterince olgunlaştığında farklılıklar birleşmeyle sonlanabilir. Zira hakikat Allah gibi tek ve Ölümsüzdür." Mevlânâ Celâleddin Rûmî bu fikri şöyle dile getirir: "Önce senin ruhun ve benim ruhum bir idi. Benim gelişim senin gelişin, benim gidişim senin gidişin idi. Benden ya da senden söz etmek doğru olmaz. Aramızda ben ve sen artık bitti. Işıldayan özünü bulmak için nefsin bütün engellerini aş. Yerim hiçbir yerdir ve izim hiçbir izdir." Carl Vett , a.g.e., s. 35, 46. [Dervişler Arasında İki Hafta - KAKNÜS YAYINLARI]
Sayfa 26 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
1949 BASKISININ ÖNSÖZÜ
Veda'larda bize söylendiği gibi: "Gerçek birdir, fakat bilgeler ona birçok isim takmışlardır.
Sayfa 10 - İthaki Yayınları- 1238 / 1. Baskı, Temmuz 2017, Istanbul
Reklam
Günlük koşuşturmaca içinde kendini tekrarlayan modern insan farkına bile varmadığı ruhunun açlığını doyuramamanın bedelini çok ağır ödemektedir. Modern hayatın yoğun temposu içinde tükettikçe daha da çok kazanıp daha da tüketmeye programlanan ve zorlanan ve kazandıkça daha da harisleşen insan bu kısır döngüyü fark etmemekte ya da nasıl kıracağını bilmemektedir. Böyle bireylerden oluşan toplumların ve onların yöneticilerinin dünyayı ne hale getirdiği ortadadır. Son dönemlerde insan nesline karşı her bir alanda uygulanan ve onu her yönüyle kuşatmaya çalışan negatif manipülasyonlar, kötücül zihin müdahaleleri çağdaş insanı daha da sıkıştırmaktadır. "Bu koşuşturmacanın içinde bir an durup, derin bir nefes aldıktan sonra, kendisine ben ne yapıyorum? Sadece gördüğüm ve göründüğüm halimden mi ibaretim? Bu hayata gelişim sadece bu kısır döngüyü yaşamaktan mı ibaret? Elde edip durduklarıma rağmen içimde durmadan hissettiğim bu boşluk duygusu, bu içimi kemiren huzursuzluk, bu kazandıkça daha da artan tatminsizlik, bu içimde durmadan kanayan beni acıtan yara nedir? Ruh halimi yöneten ben miyim, yoksa bana dayatılan oyunu mu oynuyorum?" sorularım sorarak farkındalık oluşturmaya başladığı anda aslında kendinin sadece bu günlük olarak algıladığı "ben"den ibaret olmadığını anlamaya başlayacaktır.
Sayfa 18 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
"Rabbim bana doğru ve eğrinin (ne olduğuna) hükmedebilme bilgi ve yeteneği bağışla ve beni dürüst ve erdemli insanların arasına kat ve bana gerçeği benden sonrakilere ulaştırma ver ve beni nimetlerle dolu bahçenin varislerinden biri yap." Şuara 26/83-85
Sayfa 15 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Kendini bilen, Rabb'ini bilir. Bir kimse nefsini bilerek kendinde tecelli eden Hakk'ı bilmeye başlar. İnsan-ı kamiller ise nefslerini bilmekle Allah'ı bilirler. Çünkü onlar "makamsızlık makamı"na ulaşmışlardır ve merkezdedirler. Kendini tanımak insana mutlak özgürlüğü getirir, kişiyi orijinal haline döndürür, çünkü kendini
Sayfa 14 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Sıradan insanı "kahraman savaşçı"ya dönüştüren "ölüm" bilincidir. Fiziksel bedendeyken ölümü tadanlar yaşarken de uyanık (aydınlanmış) olurlar. Aydınlanma yuvaya dönüştür, benliği tanımakta gerekli unsurdur. Tanrısal ışığa ulaşabilmek için insan önce kendi içindeki gidi ışığa ulaşmalıdır.
Sayfa 14 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Çağımızın sosyorasyonel insanının endişe ve nevrozunun dönüşümü için sufi yöntemler etkili olacaktır.
Sayfa 13 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Reklam
Kahramanın yolculuğu en eski 'kendini bilme' yollarından Şamanizm'den başlayarak Tasavvuftaki Seyr-i Sülük'a kadar "Ben"in kendinden kendine gerçekleştirdiği bir seyr-ü seferdir.
Sayfa 9 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Önsöz
Haz ve Günah: Bir Tanpınar Yorumu Tanpınar şiir, roman ve hikayelerinin gerisindeki estetik bilincin niteliği ve Tanpınar estetiğinin bir dil sanatı olarak edebiyatta görünüşü hakkındadır. Tarihe, felsefeye, mitolojiye, psikolojiye, Doğu ve Batı edebiyatlarına ilişkin okumalardan gelen Tanpınar kültürü, hem eserlerinin anlam ve kaynak evrenini
Kapı Yayınları - 1. Basım: Mart 2012
Önsöz
Elinizdeki kitap toplumsal Bilinçdışının süregiden mutasyonunu araştırıyor. Şu an bulunduğumuz noktadan, yani virüs salgını ve kapitalizmin felaketler doğuran çöküşünün damgasını vurduğu tarihsel eşikten gözlem yapıyorum. Bu eşikten bakınca, ufukta kaosu, tükenmişliği ve yokoluş eğilimini görebiliyoruz. Bu mutasyonun mükemmel bir özetini sunan
Sayfa 9 - Otonom Yayıncılık -1. Basım Şubat 2022, İstanbul - Kitabın Özgün Adı : The Third Unconscious - The Psycho-sphere in the Viral Age
İnsanlar uykudadır ölünce uyanırlar.
1929 senesinin kışı çok sert geçti ve hasta oldum, böbrek iltihabı... Okula gitmeyip evde kalmama müsaade edildi. Hocalarım ve sınıf arkadaşlarım kitap getirdiler ve annem bana o kitaplardan parçalar okur; maymunlardan zürafalardan ve de portakallardan bahseden harika masallar anlatırdı. Stifter'in Bergkistall5 adlı kitabı da bunların
Sayfa 21 - SUFİ KİTAP - 1.BASKI - KASIM 2017 - İSTANBUL
MİLLİYETÇİLİK VE MÜSLÜMANLAR
Osmanlılar Hıristiyanlara kimi zaman iyi kimi zaman kötü davranmışlardı, fakat onları topraklarından sürmemiş; dillerini, geleneklerini ve dinlerini muhafaza etmelerine izin vermişlerdi. Doğru olan davranış biçimi de budur, fakat 15. yüzyıl Türkleri hoşgörülü olmasaydı, 19.yüzyıl Türkleri yurtlarında kalmaya devam edebilirlerdi.
Sayfa 14 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI - 4. Baskı : 2020
2,275 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.