"... iş dönüşü hasta düştüğüm zamanlar vardı. Arkasından, durup dururken bir şüphe, kayıtsızlık nöbeti gelir (zaten bende her şey böyle nöbet halindedir), hırçınlığımı, huysuzluğumu alaya alarak romantikliğim yüzünden kendi kendime etmediğimi bırakmazdım. Kimseyle konuşmak istemezken birdenbire öyle değişiyordum ki, dairedekilerle yalnız konuşmak değil, artık arkadaşlık etmek istiyordum. Onlara karşı duyduğum soğukluk birden kayboluyordu. Kim bilir, belki bu duyguların zaten aslı yoktu; kitaplardan kapma, yapmacık duygulardı."
Aslında biz ölü doğmuş yaratıklarız; zaten çoktandır canlı olmayan babalardan dünyaya geliyoruz ve bundan gittikçe daha çok hoşlanıyoruz. Bundan zevk alıyoruz. Yakında bir kolayını bulup doğrudan doğruya fikir dölleri olarak dünyaya geleceğiz.