Ben gözümü açtım, Fenerbahçe’yi sevdim. Hem de nasıl sevmek...
Arda Özgüven
Aksine; Fenerbahçe’yi severken, onları daha da güzel tanıdım. Lefter’in Fenerbahçe sevgisinden dolayı boş kağıda imza atıp normalde kazanacağı paranın kat be kat altında bir ücrete oynamasını; Süleyman Seba’nın “Çok üzüntülerimiz oldu, hepsini yuttuk, oturduk. Yalnız, Beşiktaş’ı üzmesinler.” diyerek hayatını Beşiktaş’a feda etmesini; Metin Oktay’ın kendisini transfer etmek isteyen Fenerbahçe başkanı Müslüm Bağcılar’ın önüne “rakamı sen yaz” diyerek koyduğu açık çeki “Bizi sevenlere ihanet etmeyelim baba," diyerek geri çevirmesini hep Fenerbahçe’yi severken öğrendim.
Reklam
Bekir Kerem Kurt
Teninin kokusu insanın başını döndürüyordu. Yüzüne bakıp beni tanıyıp tanımadığını sordum. Tanımıştı.
Sayfa 15 - kolektif
Arda Özgüven
Bir gün yeniden o güzel bağların kurulduğu, insanların birbirini yaralamadığı futbol ortamına dönmek dileğiyle!
Arda Özgüven
Futbol, sanıldığı gibi 90 dakikalık bir kavga – gürültü değil aslında, daha fazlası… Futbol, Türkiye gibi; tüm farklılıklarıyla bir arada ve çok güzel!
“Çok mu üzüldünüz evinize hırsız girdiği için?” “Ben evime hırsız girdiğine üzülmüyorum,” dedi Neşet Baba, “yurdum evladının hırsızlık yapmak zorunda kalmasına üzülüyorum...”
Reklam
Nebil Özgentürk
Fikret, öylesine iyi bir eğitimciydi ki kendisine maarif bakanlığı teklif edilmiş ama o lise müdürlüğünü tercih etmişti. Öğrencilerle daha yakın durmak için.
Metin Oktay Hakkında :
Çünkü vefanın kentsel dönüşüme kurban gitmiş bir semt adı olduğu dünyada, kral olmanın ilk şartlarından biri hiç şüphesiz bağlılıktır.
Çünkü birine duyulan saygıyı tetikleyen şey korku değil hayranlık olduğunda rakibiniz, asla tamamen rakibiniz olmuyor
Yaşayana da yaşıyor demek fazla iyimserlik olurdu...
Reklam
Ayşegül İnci
... “ben oldum” cümlesini kullanmadan sürekli yeni şeyler öğrenmeye açık olmalarını öneririm.
Ayşegül İnci
Popülerlik, ün, şöhret için kendimi asla tüketmem. Bu sadece popülerlik için değil her konudaki bakış açım. Beni tanıyanlar ve çevrem bilir: Huzur ve ağız tadı, bunlar önceliğim...
Gülşah Özdemir Koryürek
Aklımızı, ruhumuzu beslemeye, kendimize küçük sığınaklar oluşturup ara sıra kaçmaya ve yenilenmeye ihtiyacımız var. Yeni şeyler öğrenmeye, bildiklerimizi başka yorumlarla yeniden dinlemeye, görmeye, deneyimlemeye ihtiyacımız var. Mesela gökyüzünün mavi olduğunu bir kez de Ahmet Hamdi Tanpınar’la görmeye ihtiyacımız var. Yıldızların şeklini Miro’yla yeniden keşfetmeye, ne bileyim belki de Ahmet Ümit ile Beyoğlu’nun arka sokaklarında dolaşmaya ihtiyacımız var.
Gülşah Özdemir Koryürek
Güzel bir resme bakmak, konuştuğumuz dili iyi bir oyuncunun sesinden duymak, iyi bir yazarın kaleminden okumak beynimizin yenilenmesine, mutluluk hormonu salgılamamıza neden olur. İyileştirir bizi.