Bilim tarihçileri Asilomar Konferansı'nın sonrasında bilim tarihinde buna benzer başka bir an var mı diye tartıştılar.Yoktu. Buna en çok yaklaşan metin herhalde 1939 Ağustos'unda Albert Einstein ve Leo Szilard tarafından ABD Başkanı Roosvelt'e yazılan iki sayfalık mektuptu. Mektupta yapılma aşamasında olması muhtemel güçlü bir silahtan söz ediliyordu. "Yeni ve önemli bir enerji kaynağı keşfedildi." diye yazdı Einstein. Bununla "muazzam miktarlarda güç üretilebilir"di. "Bu yeni oldu ayrıca bomba yapımında da kullanılabilir ve olağanüstü güçlü yeni tip bombalar yapılabilir"di."Bu türden tek bir bomba , kayıkla taşınıp bir limanda patlatıldığında , bütün limanı bile havaya uçurabilirdi" Einstein-Szilard mektubu hemen karşılık bulmuştu.Durumun aciliyetini sezen Roosevelt konuyu araştırması için bir bilim komisyonu kurdurmuş , birkaç ay içinde komisyon Uranyum Danışma Komitesi ne dönüşmüştü. 1942 ye gelindiğinde komisyon Manhattan Projesi ile birleştirilmiş ve bu süreç ilk atom bombasının yapımıyla sonuçlanmıştı.
PAKİSTANLI MÜSLÜMAN BİR BİLİM ADAMININ İLGİNÇ ARAŞTIRMASI..
.
Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var;
~Amerika'da 7 milyon,
~Asya'da 5 milyon,
~Avrupa'da 2 milyon,
~Afrika'da 100 bin
Adet Musevi yaşıyor..
Manhattan Projesi, ilk başlarda Nazi Almanya'sına karşı yürütülen bir program olarak algılanmıştı. Almanya'nın yenilmesinin ardından projeyi yürüten bazı bilim adamları, bu silahı ilk kullananın Amerika olmaması gerektiğini savunmaya başladı. Franklin Roosevelt'e yazdıkları mektupla, bombaların kullanılmasını ciddi şekilde eleştiren iki kişi, 1939'da ilk atom bombası çalışmalarının başlamasına öncülük etmiş Albert Einstein ve Leo Szilard olmuştu. Zaten atom bombası kullanılmadan birkaç gün önce, aralarında Amerikalı fizikçi Edward Teller'ın da bulunduğu bir grup bilim adamı, bombanın yıkıcı gücünün, herhangi bir kişiyi öldürmeden de gösterilebileceğini belirtmiş ve yarattıkları canavarın ortadan kaldırılması için dilekçe yazmıştı lakin seslerini duyuracakları kimse yoktu.
"Leo Szilard, fikir aklına geldiğinde, Londra'da Russell Meydanı yakınlarında karşıdan karşıya geçmeyi bekliyordu. Günlerden 12 Eylül 1933'tü. Bundan on iki yıl kadar sonra, ABD Hiroşima'ya atom bombası atarak tahminen 135.000 kişinin ölümüne neden olacaktı."
J.Robert Oppenheimer fizikçi, bilimadami,dahi,mucit iyi evlat ,iyi bir eş , sevgi dolu bir baba ve aynı zamanda yok edici.
Atom bombasını icat etti!
Tüm bu özelliklere sahip olan aynı zamanda barış yanlısı bir insan neden bu korkunç silahı icat eder.Işte bu kitaptada adım adım Oppenheimer'in azimli öğrencilik hayatından başlayıp Hiroşima ve
Alıntıdır
PAKİSTANLI MÜSLÜMAN BİR BİLİM ADAMININ İLGİNÇ ARAŞTIRMASI..
.
İSLAM DÜNYASI NİYE ADAM OLMAZ
Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var;
~Amerika'da 7 milyon,
1930'larda bir atom bombasının "olanaksız"
olduğuna, buna Einstein da dâhil olmak üzere, yaygın bir şekilde inanılmaktaydı. Einstein'ın E = mc2 denklemi uyarınca atom
çekirdeğinin derinliklerinde muazzam miktarda enerjinin yatmakta olduğu fizikçiler tarafından bilinmekteydi, fakat tek bir
çekirdekten açığa çıkan enerji miktarı, dikkate alınamayacak
kadar azdı. Fakat atom fizikçisi Leo Szilard, H. G. Wells'in 1914
yılında yazdığı ve içinde atom bombasının geliştirileceğini
öngördüğü The World Set Free (Özgür Bırakılan Dünya) adlı
romanı hatırladı. Wells, kitabında atom bombasının gizeminin
1933 yılında bir fizikçi tarafından çözüleceğini yazıyordu.
Szilard, bu kitaba tesadüfen 1932 yılında rastladı. Romandan
ilham alan Szilard, tam da yirmi yıl kadar önce Wells'in öngördüğü gibi tek bir atomun gücünü zincirleme bir tepkime vasıtasıyla arttırmayı düşündü. Böylece, tek bir uranyum çekirdeğinin
parçalanması sonucunda açığa çıkan enerji, trilyonlarca kez
büyütülebilirdi. Daha sonra Szilard, bir dizi önemli deneyin başlamasına ve Einstein ile Başkan Franklin Roosevelt arasında
atom bombasının yapılmasına yol açan Manhattan Projesi'nin
başlamasını sağlayacak gizli pazarlıklar yapılmasına önayak olmuştu...Bir zamanlar Sir William Osler'in söylediği gibi, "Bir çağda dünya görüşü olan
şeyler, bir sonraki çağda saçmalıklara dönüşmüş, dünün ahmaklığı ise yarının bilgeliği olmuştur."
Einstein'ın Yahudi meslektaşlarının hepsi yaşamlarını kurtarmak için Almanya' dan kaçtı. Leo Szilard, kaçarken bütün parasını ayakkabılarının içine doldurmuştu. Fritz Haber, 1933 yılında Filistin'e gitmek üzere Almanya' dan ayrıldı. Sadık bir Alman bilim insanı olarak Alman ordusu için zehirli gazın geliştirilmesine yardımcı olmuş, çok iyi bilinen Zyklon B gazının üretilmesini sağlamıştı. Onun gazı, daha sonra Auschwitz toplama kampında ailesinin pek çok üyesinin öldürülmesi için kullanılmıştı.
II. Dünya Savaşı sırasında atom bombası yapılmamış olsaydı ABD bugün bir nükleer enerji endüstrisine sahip olmayacaktı. Gerçekten de askerî gereksinim, yaklaşık elli yıl boyunca ulus lararası nükleer enerji üretimini belirlemede fazlasıyla etkili olmuştur.
Hitler'in 1930'lu yıllarda Almanya'da mutlak güç olarak doğuşu, Avrupalı ve
Franklin Roosevelt'e yazdıkları mektupla, bombaların kullanılmasını ciddi şekilde eleştiren iki kişi, 1939'da ilk atom bombası çalışmalarının başlamasına öncülük etmiş Albert Einstein ve Leo Szilard olmuştu.
Buna (Asilomar Konferansı) en çok yaklaşan metin herhalde 1939 Ağustos'unda Albert Einstein ve Leo Szilard tarafından ABD Başkanı Roosevelt'e yazılan iki sayfalık mektuptu. Mektupta yapılma aşamasında olması muhtemel güçlü bir silahtan söz ediliyordu. "Yeni ve önemli bir enerji kaynağı keşfedildi," diye yazdı Einstein. Bununla "muazzam miktarlarda güç üretilebilir"di. "Bu yeni olgu ayrıca bomba yapımında da kullanılabilir ve olağanüstü güçlü yeni tip bombalar yapılabilir"di. "Bu türden tek bir bomba, kayıkla taşınıp bir limanda patlatıldığında, bütün limanı bile havaya uçurabilir"di. Einstein-Szilard mektubu hemen karşılık bulmuştu. Durumun aciliyetini sezen Roosevelt konuyu araştırması için bir bilim komisyonu kurdurmuş, birkaç ay içinde komisyon "Uranyum Danışma Komitesine dönüşmüştü. 1942'ye gelindiğinde komisyon Manhattan Projesi ile birleştirilmiş ve bu süreç ilk atom bombasının yapımıyla sonuçlanmıştı.
“Kurgubilim, geleceğin mitolojisidir. Bunun, mutlu bir mitoloji olmasına çalışılıyor. Dolayısıyla, kurgubilim, bilim ve teknolojinin yaşam vereceği heyecan dolu bir geleceğin umutlarıyla mayalanıyor.”
(
Yalçın İzbul 'un önsözünden)
1990 yılında basılan ve içinde 9 adet öykü barından bu öykü derlemesi Cep Kitapları Yayınevi’nden çıkan 2. bilimkurgu
Atom bombasını imal ederken, Manhattan Projesi'nde bulunan bilim adamları merak ve heyecanla dolup taşıyorlardı: Her teknik engel, cana can katan zihinsel bir deneyim haline gelmekteydi. Birkaç istisna (özellikle Leo Szilard) bir yana bırakılırsa, başarılarının aşırı zalimliği hakkında, buluşlarının sonunda ne amaçla kullanılacağı hakkında pek az düşündüler.” Bu tavrın aksine bir örnek, Hıristiyan bir hekim olan Huneyn b. İshâk'tır (6. 873). En yüksek yetkililer tarafından bir zehir hazırlaması emredildiğinde, korkusuzca şu cevabı vermişti:
Ben faydalı şeyler konusunda yetiştirildim, başka konuları araştırmam. Hem inancım hem de mesleğim, bunu yapmama engeldir. Benim dinim, düşman da olsalar başka insanlara iyilik yapmamı emreder. Mesleğime gelince, bu meslek insan soyunun mutluluğu için kurulmuştur ve hemcinslerime zarar vermeyi yasaklamıştır.
Fakat atom bombası bitirilince, onu kullanma ve inanılmaz yıkıcılıktaki bu silahlardan yığınak yapma kararı, başkaları tarafından verilmiştir. Bu durum gösteriyor ki bir teknolojik uygarlıkta, bilimsel bir toplumda”! bilim adamlarının ahlâklı olması yeterli değildir; herkes gerekli ahlâk eğitiminden geçmelidir.