Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Eda Demirci

Gördüğüm haliyle, beden düzleminde yaşama hiçbir yanıt bulunamaz ve hepimiz sadece beden düzleminde yaşıyoruz. Sırf aç hissettiğimiz, susadığımız, kıyafetlere ihtiyaç duyduğumuz, bir eve ihtiyaç duyduğumuz için yaşıyoruz. Bir an düşün: Tüm bunlara erişirsen ne yapacaksın? Açlığın tatmin edilse, susuzluğun giderilse, tüm arzuların tatmin edilse istediğin her şeyi elde edersin, ölmekten başka hiçbir seçeneğin kalmaz. Tüm arzuların tatmin edilse ne yapacaksın? O zaman tek bir an daha yaşayabilecek misin?
Sayfa 32 - OmegaKitabı okudu
Reklam

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Insan ancak öğrenmeye hazırsa öğrenebilir ve bir kişi için doğru olan başka biri için yanlış olabilir”
Reklam
Biz kusursuz sevgimizi yaşamadıkça, gerçek kimliğimizi yaşıyor olamayız.
Bizim rahatlık bölgelerimiz, orada sevmeyi kolay bulduğumuz sınırlı alanlardır.
Başkalarına verdiğimiz şeyi aslında kendimize vermekteyiz. Başkalarından esirgediğimiz şeyi aslında kendimizden esirgemekteyizdir. Sevgi yerine korkuyu seçtiğimiz her an, kendimizi cennet deneyiminden yoksun bırakmış oluruz. Sevgiyi terk ettiğimiz ölçüde, sevginin bizi terk ettiğini hissedeceğiz.
Düşünce Neden’dir; deneyim ise Sonuç’tur. Eğer hayatınızdaki sonuçları beğenmiyorsanız, düşünce yapınızı değiştirmeniz gerekir.
Biz dıştaki bir şey tarafından değil, içteki bir şey tarafından durduruluruz.
Reklam
Korku ifade edildiğinde biz onu öfke, istismar, hastalık, açgözlülük, bağımlılık, bencillik, saplantı, yozlaşma, şiddet ve savaş olarak tanırız.
Siz neye inanıyorsunuz? Sizin inancınız her şeye yön veren güçtür. Kendinize inanın ve bu sayede hayatınızın yönünü değiştirin.
Nasıl güneş ışığı seçici değilse, sevgi de seçici değildir. O tek bir insanı özel hale getirmez. O bir insanı seçip de diğerlerini dışlamaz. Dışlayıcı sevgi Tanrı sevgisi değil, ego “sevgisidir”.
Cennet bana hep bir kütüphane gibi gelmiştir.
Ağaçları bilmezsen ormanda kaybolabilirsin, ama hikayeleri bilmezsen hayatta kaybolabilirsin.
Reklam
Eğer bir insan karşısındaki insanı kendisinin bir parçası olarak algılarsa, ona nasıl zarar verebilir ki?