Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Darwin’den önce, insanlar, organik dünyayı, donmuş hareketsiz bir şey olarak tasarlıyorlardı. Darvincilik, bu dünyanın sürekli hareket, ardı arası kesilmez, bir değişiklikler alanı olduğunu gösterdi. Marksizm de. toplumsal yaşam alanında benzer bir devrim yaptı. Toplum üzerindeki donmuş görüşler yerine, toplumsal gelişme yasalarını, toplumsal yapıların ardarda gelişimi aydınlığa çıkaran tutarlı bir öğreti geçirdi. Böylece, tüm bilimin temelinde bulunan genel gelişme ilkesi, toplumun irdelenmesine de uygulanmış oldu.
Marksist ekonomi politik, tüm karmaşıklıkları içinde, iktisadi yaşamın bütün yönlerini, işçi sınıfı açısından bilimsel bir açıklamasını verir. Proletaryanın sınıf çıkarları, toplumsal ilerleme çıkarları ile örtüşür. Bu nedenle, işçi sınıfı toplumsal gelişme yasalarının en eksiksiz ve olanaklı olan en belirgin bilgisinden korkmak şöyle dursun, tersine bunda dirimsel bir çıkar bulur.
Reklam
Tekelcilere ağır bir haraç ödemek, geniş yığınların güvensiz durumunu daha da bozar, yaşam düzeylerinde bir düşme sonucu verir. İç pazarın ödenebilir istemindeki azalış, dış pazarlar için kaçınılmaz bir kızışmaya neden olur.
İnsanlar, doğayı olduğu kadar, toplumsal yaşam da kapsayan dış dünyayı, bilim sayesinde öğrenirler. Her doğal ya da insansal bilimin amacı, gözönünde tutulan alanı yöneten yasaların bilgisidir.
Emperyalizm, kapitalizmin özel bir aşamasını oluşturur. Bu özellik, kendini üç bakımdan gösterir: Emperyalizm, ilkin tekelci bir kapitalizm, ikinci olarak asalak ya da can çekişen bir kapitalizmdir. Emperyalizm, sosyalist devrimin önbelirtisidir. Emperyalizmin kapitalizme göre tarihsel yeri, ve genel olarak insanlık tarihinde ki yeri, işte budur.
Az gelişmiş ülkelerde feodalizm kalıntıları son derece zengindir. Sömürge ve yarı sömürge ülkelerde, kapitalist boyunduruğa, bir de feodal kalıntıların boyunduruğu eklenir. Sömürgeciler feodallere dayanır ve buna karşılık onu desteklerler.
Reklam
İnsan, hangi düzen altında olursa olsun, bir emek gücü ile bezenmiştir. Ama bu güç, yalnızca kapitalizmde bir meta, yani bir alım satım konusu durumuna gelir. Emek gücü de bir meta durumuna geldiği zaman, kapitalizm, gelişmenin en yüksek derecesindeki meta üretimini temsil eder.
Kapitalizm, toplumun temel üretici gücünü, emek-gücünü, gözü doymazcasına tüketir.
Rekabet, herkesin herkese karşı amansız bir savaşımı çerçevesinde işler.
İnsanlar, doğayı olduğu kadar, toplumsal yaşamı da kapsayan dış dünyayı, bilim sayesinde öğrenirler.
52 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.