''Şikayet ettiğiniz yaşam, belki de başkasının hayalidir.''
Ölmek ya da yaşamak!... Sağdım, sağlamdım, ama sona eriyor işte! Bu gidişi durdurabiliyor muyum? Hayır! Öyleyse ne diye kendi kendimi kandırıyorum? Ölmekte olduğum benden başka kimsenin gözünden kaçıyor mu? Ölümüm şurada gün, hafta, belki de an sorunu... Demin ortalık aydınlıktı, şu anda karanlık... Şimdi buradayım, birazdan oraya gideceğim... Ama nereye?" Birdenbire ürperti, soluğu kesildi. Yalnız yüreğinin vuruşlarını hissediyordu.
İvan İlyiç'in Ölümü
Reklam
“Yüz binlerce insan avuç içi kadar bir yere toplanıp, üst üste yaşadıkları toprak parçasını çirkinleştirmek için var güçleriyle çalışmış olsalar; üzerinde hiçbir şey yetişmesin diye her yanına taş dikmiş, filizlenen her otu kökünden koparmış, havayı taş kömürü, petrol yakarak ellerinden geldiğince kirletmiş, çevredeki tüm ağaçları kesmiş, tüm hayvanları, kuşları uzaklaştırmış olsalar bile gene de ilkbahar ilkbahardı.”
''İnsanlar karanlığı nurdan daha çok sevdiler, çünkü işleri kötüydü'' diye yazar incil'de. Çünkü her kötülük işleyen nurdan nefret eder ve işleri ayıplanmasın diye nur'a gelmez."
Sayfa 38
Bana kalırsa zamanımızın tuhaflığı, dünyamızdaki kitap hastalarının, yani tahsilli kişilerin sahtekarlığında ve hıyanetinde.
Sayfa 51
"Yüz kişiden bir kişi doksan dokuz kişiye hükmediyorsa, bu adaletsizliktir, zorbalıktır; on kişi doksan kişiye hükmediyorsa, bu da aynı derecede adaletsizliktir, bir oligarşidir; fakat elli bir kişi kırk dokuz kişiye hükmediyorsa (ki bu sadece teoride böyledir, çünkü çünkü gerçek hayatta bu elli bir kişiden daima on ya da on biri hükmeder) bu herşeyiyle adalettir, hürriyettir!"
Sayfa 109
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.