Osmanlı Türkleri kendilerini İslamlık ile özdeş görmüşler, diğer herhangi bir İslam ulusundan çok daha büyük ölçüde hüviyetlerini İslamlık içinde eritmişlerdi. Türk sözcüğü Türkiye'de hemen hemen kullanılmaz iken, Batıda Müslüman'ın eş anlamı haline gelmesi ve Müslüman olmuş bir batılıya, olay İsfahan'da veya Fas'ta olsa bile, "Türk olmuş" denmesi ilginçtir.
Sayfa 13
Bir bakıma, İslam’ın ortaya çıkışı ve dünyaya kendini kabul ettirmesi de bir devrimdir.
Sayfa 166
Reklam
Klasik İslam’da Kilise ile Devlet ayrımı hiç olmamıştır.
On sekizinci yüzyıl sonlarında, bir Türk ya da Arap geleneksel zevki olan bir fincan şekerli kahveyi eline aldığında, kahve muhakkak Felemenk Cava'sı veya İspanyol Amerika'dan, şeker ise İngiliz veya Fransız Batı Hint Adaları'ndan geliyordu; sadece sıcak su yerliydi. On dokuzuncu yüzyıl ve yirminci yüzyılın başlarında, bu bile geçerliliğini kaybetti: İmtiyaz sahibi Avrupalı şirketler Ortadoğu şehirlerine su ve gaz tedarikini devraldı.
Sayfa 63
Lakin o güneşli gökyüzü çoktan sarardı soldu Eski günler unutuldu, yankılar bile söndü Ayazı bu sonbaharın, o temmuzu öldürdü.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.