Leyla Aşkı, Mevla Aşkı
Çölde âşıkâne gezen Mecnûn, namaz kılan dervişin önünden geçer. Derviş kızınca bu duruma, Mecnûn: "Kusura bakma, ben Leyla'nın aşkından seni göremedim. Ya sen, huzurunda bulunduğun Mevla'nın aşkından beni nasıl gördün?"
''Dönecek Ey sevgili beni dünya çölünden Aşkı özümleyen sevdaya götür... Uzağım hal bilen gönül ehlinden, Sil mesafeleri,Leyla'ya götür... Gamla yazıyorum arzu-halimi, Al beni gurbetten sılaya götür... Çok özledim çağırdığın iklimi, Miraç eyle arş-ı alaya götür... Bu asi aşığa mana deminden, Sun bade özlenen rüyaya götür... Kement at gönlüme,günah selinden, Pervane döneyim,semaya götür... Güneş raksetmiyor kirli sularda, Kerem et Sultanım,deryaya götür... Unuttum Ukba'yı mor uykularda, Savur küllerimi Mevla'ya götür...''
Reklam
420 syf.
6/10 puan verdi
Ella'nın aracılığıyla beşeri aşkı ve onun Aziz Zahara ile de tanışmasıyla onun gözünden kaleminden Mevlana, Şems ilişkisini de anlatarak ilahi Mevlevi bir yön kazandırmış. Bir nevi leylâ'dan mevlâ' ya aşk anlatılmıştır.
Aşk
AşkElif Şafak · Doğan Kitap · 200967.6k okunma
Şarkının sözlerine katılmadığımı belirtmeliyim. :) Şu hayatta en kıymetli hazinenin sevgiyi, aşkı tanımak olduğuna yürekten inanıyorum. :) Bir insanı sevmeyi bilmeyen nasıl Mevlâ'yı sevmeye yol bulacak ki?.. :) Böyle bir hazine Bahşedildiyse insana neden unutmak istesin, sevdiğine hasretse, hasret acısı zor ama o acıda da vazgeçilmez bir lezzet var... :) Bir gün bir genç, Mevlânâ'nın kapısına gelip ; "-Beni müridliğe kabul buyurun efendim” diyerek niyâzda bulunur… Mevlânâ gence bakar ve; "-Hiç aşık oldunuz mu evladım?” diye sual eyler. Genç şaşkın bir halde ne diyeceğini bilemez. Mevlânâ, müridliğe kabul edilmesi için önce bir kulu sevmiş olması gerektiğini söyler ve genci geri gönderir. Genç ne yapacağını bilemez bir hal içinde ertesi gün tekrar tekkenin kapısını çalar ve isteğini yeniler. Mevlânâ suâlinde ısrarlıdır ve genci tekrar geri gönderir. Üçüncü gün genç dayanamaz ve Mevlânâ'ya bu isteğinin hikmetini sorar. Mevlânâ mütebessim bir çehreyle müride döner ve "-Bir kulu dahi sevmekten âciz olan, nasıl yüceler yücesi Allah'a âşık olmaya yol bulur?" "-Bir kulun ateşine yanmamış gönül, yüceler yücesinin aşkını nasıl bilsin de yansın?" "-Sev de Gel Evladım, Sev de Gel!.." Rabbim Bahşettiyse Aşk Nîmetini, harama bulaşmadan en nezih duygularla taçlandırmalıyız bu hâlimizi ve Leylâ'dan Mevlâ'ya götüren bir köprü olmalı duygularımız... Kalplerimiz ancak Mevlâ'da huzur bulur çünkü... :) Rabbim bu Dünyâ'ya odun gelip, odun gitmekten Korusun, âmin... :)
Mecnun un aşkı...
“Mecnun "La ilahe illa (.. .dan başka ilah yoktur)" diyordu. Leyla ile kavuşma teklif ettiklerinde ise "la (hayır)!" diyordu. Leyla’ya o derece tutkun idi ki, bazen şaşırıp "Mevla" diyeceği yerde "Leyla" deyiveriyordu.”
Sayfa 171 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Ey sevgili beni dünya çölünden, Aşkı özümleyen sevdaya götür. Uzağım hal bilen gönül ehlinden, Mesafeleri sil, Leyla'ya götür. Gamla yazıyorum arz-ı halimi, Al beni gurbetten sılaya götür... Çok özledim çağırdığın iklimi, Miraç eyle arş-ı alaya götür. Bu asi aşığa mana deminden, Sun bade, özlenen rüyaya götür. Kement at gönlüme, günah selinden, Pervane döneyim, semaya götür. Güneş raks etmiyor kirli sularda, Kerem et sultanım, deryaya götür... Unuttum Urbayı mor uykularda, Savur küllerimi, Mevla'ya götür..
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
140 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.