Selamlar, ben Leyla.
Arada bir kötü kitap okumak lazım, ki yazarlığın aslında o kadar kolay bir meslek olmadığını anlamak lazım diyeceğim, ama okumayın, zamanınıza yazık. Gittiğiniz mekanların adını yazarak, giydiğiniz kıyafetlerin markasını yazarak, insanların zihninde bir kompozisyon oluşturamazsınız.
Dannie plan program konusunda kafayı bozmuş, büyük ihtimalle ruhsal sıkıntıları olan, başarılı bir avukat olma konusunda adım adım ilerleyen, kalbi yaralı bir kuştur.
Evlilik teklifi aldığı gece uykuya yattığında 5 yıl sonrasının nasıl olacağına dair bir rüya görür. Zengin bir muhitte, yanında başka bir insanla beraber olduğunu gören Dannie, bu rüyadan sonra bir seanslık terapi görür ve rüyasında gördüğü yakışıklı ve anlayışlı Aaron’u unutmaya çalışır. Taa ki o adam 5 yıl sonra, en yakın arkadaşı Bella’nın aşık olduğu adam olarak karşısına çıkana kadar.
Konu buraya gelince insanın aklına türlü türlü dramalar geliyor, ancak hiçbirimizin aklına Bella’yı rahim kanserinden öldürüp, Aaron ve Dannie’nin beraber olmasına meşru bir yol oluşturmak, ancak şeytanın rüyasında görebileceği bir rüyadır. Hele hele Dannie’nin yaşayacağı evi, en yakın arkadaşına destek olmak amacıyla Bella’nın satın alıp dizayn etmesi, cehennemde ders olarak okutuluyor.
Çakıl taşlı yolda yalın ayak dolaşmak kadar zordu kitabı okumak. Dannie çok boş ve yüzeysel bir karakter, anca sabah akşam çalışmayı bilsin. Arkadaşı Bella daha çekilir. Kitabın hoş bir ters köşesi var ve diğer okuyucular benim kadar sert değil kitaba karşı, ama bence okumayın, zamanınıza yazık.
Beş Yıl SonraRebecca Serle · Yabancı Yayınları · 2022442 okunma
soylumery
Syf 462 2024 ~24.kitap
Bu bir askerdi esir alınmış kampa getiriyorlardı. Bu durum beni hüsrana uğrattı verdiğim bilgi yetersiz mi gelmişti acaba?
Bize doğru yaklaştıklarında kaşlarımı çattım..
Çünkü karşımdaki adam tanıdık geldi. Olamaz diye
Her şey akılla kurulu akılla düzgün
Ama aklın içinde olmalı baharat gibi
Bir parça delilik
Oysa mecnun almış bütün deliliği gitmiş
Kupkuru bir hayat kalmış ve adeta oyun bitmiş
Daha mi iyi olur daha mi kötü bilmiyordu
Bir umut vardı gönlünde eksilmiyordu
Sonra kızıyordu kendine kınıyordu kendini
Kapamak istiyordu içinde eskinin kepengini
Eski oldu diyelim ama neydi yeni
Ve nasıl eskitmeli eskimiyeni
Nasıl öldürmeli ölmeyeni
Nasıl diri sayarsın ölü olanı
Eski bir zehirdi belki ama yeni
Andırıyordu tatsız tuzsuz bir yemegi
Sezai Karakoç - Leyla köşesi
youtu.be/AopACuu8kho?si=...
Bırakmıştı kendini yazılmış olana
Susmak ve konuşmamak denen cana
Evlenmişti ve görünüşte mutlu
Şimdiden memnun ve gelecekten umutlu
Fakat bir eksiklik ufacık bir nokta
Kalbi kurcalıyordu hala..
Havasına suyuna taşına toprağına
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim ezilir yanar içim
Bir başkadır benim memleketim
Anadolu bir yanda yiğit yaşar koynunda
Aşıklar destan yazar dağlarda
Kuzusuna kurduna, Yunus'una Emrah'a
Bütün âlem kurban benim yurduma
Mecnun'a Leyla'sına erişilmez sırrına
Sen dost ararsan koş Mevlana'ya
Yeniden doğdum dersin, derya olur gidersin
Bir başkadır benim memleketim
Gözü pek, yanık bağrı Türkü söyler çobanı
Zengin fakir hepsi de sevdalı
Ben gönlümü eylerim gerisi Allah kerim
Bir başkadır benim memleketim…
-Sen gidersen ben ne yaparım Jane? Kendime bir can yoldaşı, bir dert ortağı nerelerde bulurum?
-Benim gibi yaparsınız siz de: Tanrı'ya, kendinize güvenirsiniz. Cennete inanır, orada gene karşılaşacağımızı umarsınız.
Her şey havada döner durur
Sonunda Tanrı varlığında yok olur
Ruh hürdür vücut esir
Ruh baldır beden zehir
Ruh hürdür Tanrı aşkıyla
Bağlı değil yer ve zaman kaydıyla
Kitabın yorumuna başlamadan önce bir şeyi itiraf etmek istiyorum. Yaşlanmışım ben! Gerçekten. Bu kitap yaşlı ruhuma #üniversite anılarımı yükledi. Birde üstüne arkadaşlarımı özletti...
Hani şu bir çoğumuzun yaşadığı olay vardır. Valiz kapının arkasındadır ve sen artık doğduğun eve misafir olarak gelir gidersin. İşte buna 'Hoş geldin