“ Tutku, aşkla yoğurularak sabır ve metanetle işlenir Ahmed Arif’in şiirlerinde. Bunun somuta zuhur etmiş hali Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e Mektuplar’da varlık bulur. Öyle bir aşk ki; beklemiş sabırla , ‘Zalım Leyla...’ diyerek mısra dökmüş.
“ Hep seni hayalliyorum, korkunç !
Nasıl yanımdasın bilemezsin. “ “
• Derginin bu özel sayısı Ahmed Arif’in 93. Yaşına özel.
Bir kitaba daha bu kadar geç rastlamanın stresi içerisindeyim. Hem de yazarı benim memleketimden biri olunca daha da üzüldüm diyebilirim. Aynı şehrin insanıyız, böyle olduğunu bilmek daha değerli kıldı benim için kitabı da, yazarını da.
Daha önce Nazım'ın Piraye'ye mektuplarını, Kafka'nın Milena'ya maktuplarını da okudum. Ama bunun kadar yoğun
Ve biz, milyarlarca, aşkın, yalanın, alçaklığın, kahramanlığın ; kapıları, kapakları, kuş uçurmaz uzaklıkları ve ayrılıklarıyla, kahrolası yasaklarıyla, bu acayip kaos karanlığında, biz ikimiz!
İki müthiş hasret, iki parça can....
Zaman!.. Ah zaman hem dost, hem düşman. Hem mazlum, hem zalim. Aktıkça köpüren bir nehir. Yiğide ayak bağı, namerde at meydanı. Sevdaya tuzak,
nefrete dost. Aktıkça, iyi ile kötünün; iyilik ile kötülüğün yolunu ayırıcı. Rahmette zahmet; zahmette rahmet madeni... Hayırda şer; şer de hayır gizleyen sır. Gel zaman; git zaman!..