"Leyla hakkında ne biliyorsun? Bana Leyla'dan haber ver!"
Mecnun o anda baş aşağı yıkıldı, yola serilip kaldı. Sonra inler gibi mırıldandı:
"Bir kere daha Leyla de! Benden bir şeyler sorup durman beyhude. Madem Leyla diyorsun, soruna cevap olarak Leyla adı kâfi değil mi?
İlk hicret edenler arasında peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin damadı Hz. Osman ve kızı Hz. Rukiye bulunuyordu. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem onlara şöyle dua etti: "Allah onlarla beraber olsun. Şüphesiz ki Lut (aleyhisselam)dan sonra ailesi ile ilk hicret eden Osman olmuştur..."
İbn Hişam'ın İbn İshak'a dayanarak kaydettiği ilk muhacirlerin listesi şöyledir:
Osman b. Affan ve hanımı Rukiye
Ebu Huzeyfe b. Utbe ve hanımı Sehle b. Süheyl b. Amr
Zübeyr b. Avvam b. Huveylid Mus'ab b. Umeyr Abdurrahman b. Avf
Ebu Seleme b. Abdu'l Esed ve hanımı Ümmü Seleme
Osman b. Maz'un (kafile başkanı)
Amr b. Rebia ve hanımı Leyla b. Ebi Hasme
Ebu Sebre b. Ebi Ruhm
Süheyl b. Beyza
Hatıp b. Amr (ibni Sad,Vakıdi'ye istinaden hicret edenler arasında bu ismi de zikreder.)
İlk hicret etmiş olanlarda dikkatimi çeken en önemli özellik Mekke'deki en şerefli ve asil ailelere mensup olmalarıdır. Bunların arasında köle,azatlı olanlar ya da güçsüzler yoktu. Onlarn gidişi ile ilgili pek çok sebep ileri sürülmüşse de bunlar arasında en önemli sebebinin kabile içerisinde emniyet içinde yaşama şartı olan eman (dokunulmazlık) hakkını kaybetmeleri olduğunu söyleyebiliriz. Eman cahiliye dönemi kabile sistemi içinde çok önemli bir rol oynamaktadır.
Bu hicretin İslâm'ın yarımadanın dışında yayılmasına ve gelişmesine zemin oluşturması yola çıkılış sebebi değil,sonucudur.
🧜♀️ BİR KIZ KULESİ ÖYKÜSÜ 🧜♀️
1827 yılında Almanya'nın Brandenburg kentinde Karl adında bir çocuk dünyaya gelir. Babası müzik öğretmeni olan Karl, aile içinde baş gösteren huzursuzluklardan dolayı bir Fransız yetimhanesine gönderilir. Daha sonra gemilerde miço olarak çalışır. Hamburg'tan kalkan bir gemiyle İstanbul'a giderken henüz 12 yaşındadır.
Gemi İstanbul'a geldiğinde denize atlayan Karl, Kız Kulesi'ne yüzerek kaçar. Kendisini kurtaran Kız Kulesi'nin bekçisine gemiye geri dönmek
istemediğini söyler. İki ülke arasında küçük bir politik sorun yaşanır. Ama Osmanlı sadrazamı Ali Paşa sorunu çözer ve Karl'ı korumasına alır. Karl Mehmet Ali adını alır. Mehmet Ali, Kırım, Bosna ve Karadağ savaşlarından sonra 2. Abdülhamit döneminde paşa unvanını alır.
Mehmet Ali Paşa, 1878 yılında imzalanan Berlin Antlaşması'nda Osmanlı'yı temsil eden üç kişiden biri olur. Almanca, Fransızca, Yunanca, Farsça ve Arapça dillerinde şiirler yazan Mehmet Ali Paşa'nın dört kızı olur. Paşa'nın Leyla adındaki kızının da bir kızı olur; Celile.
Celile bir erkek çocuk doğurur: Şair Nâzım Hikmet!
Görüldüğü gibi Karl'dan Nazım'a uzanan hikâyenin gösterdiği gibi,
Kız Kulesi'nin her zaman hikâyeleri vardır.
Eğer Kız Kulesi Karl'ı kurtarmasaydı,
Nazım olmayacaktı....
Yakın Türkiye tarihini kaleme alan Sema hanım, o kadar çok araştırma yapmış ki... Kitap sonunda tüm bu bilgilerin kaynakçalarınıda yazmayı ihmal etmemiş. Yakın Türkiye geçmişinde köy enstitüleri, siyasi olaylar, baskıcı yönetime karşı dimdik duran öğretmenler, cahilliğe karşı olan savaşı okumaya hazırlanın.
Bir kitap düşünün, hemen hemen her
702- Soru: Hz. Ali, Fâtıma (r.a.) nin vefatından sonra
başka kadınla evlenmiş midir?
Cevap: Evet, evlenmiş bulunmaktadır. Hz. Ali'nin 18 erkek 18 de kız çocuğu olmuş, bunlardan üç tanesi (Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile Zeyneb (r.a.e.) Hz. Fâtıma (r.a.)dan dünyaya gelmiştir. Geriye kalan 17 kız ila 16 erkek evlâdı diğer hanımlarından dünyaya
Leyla Erbil,2002 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne,Türkiye de aday gösterilen ilk kadın yazardır.Anlatım tekniği ve kurgu bakımından modern edebiyatın özgün sesi olmuş,varoluşculuk,psikanalizm ve feminizm gibi anlayışlar içerisinde,bireyin iç dünyasındaki derinliği ve kadın erkek ilişkilerini ele almıştır eserlerinde.
Türk edebiyatının 1950 kuşağı
Karakterimiz Leyla kendi halinde, sessiz sakin bir kızdır. Bir atölyede çalışıyordur. Atölyede Ömer adında bir çocuğu sever fakat şerefsiz Ömer onu sevmiş gibi yapsa da aslında sadece Leyla'dan faydalanmak için onun yanındadır, tabii Leyla sesini çıkarmıyor, onu sevmeye devam ediyor ta ki atölyenin sahibi -Leyla'dan yaşça büyük- Hayri
DOSTOYEVSKİ
Yazarı: Henri Troyat; Cem Yayınevi; Biyografi; 1973 basımı; Türkçemize Çeviren: Leyla Gürsel; Kapak resmi: Güner Ener;
461 sayfa (10) (21.05.2010)
Yukarıda künyesini yazarak tanıttığım, uzun yılları geride bırakmış olan bu kitap 1973 yılında, Ahmet Sarı Matbaası'nda dizimi ve basımı yapılmış, 'Cem Yayınevi'nden çıkmış
Küçük Aşık Leman Sultan'ın hikâyesi daha çocuk yaşlarda kendisini hiç görmediği ,ismini bilmediği Nevriye Anne'yi ( Dr Haluk Nur Baki'nin annesi) rüyasında görmesiyle başlar.
Hz.Mevlana'dan aldığı aşkla ve sonrasında onunla kurduğu gönül bağıyla sultanlık makamına giden yolun yolcusu olur.
Uzun zamandır Türk bir yazar okumadığımı fark edince Leyla Erbil'e sığındım. Bu kadar az kelimeyle bu kadar çok şey anlatılan cümleler ve yadırganamaz derecedeki akıcılığıyla kitap beni hemen kendisine bağladı.
Kitapta geçen zamana dair kısa bir araştırma yapmayı öneriyorum öncesinde. Ki; denizcilik terimleriyle ilgili de bilmediğim çok
Hər kəsə salam
Bu gün sizə oxumağınızı tövsiyə etməyəcəyim bir kitab haqqında yazacağam
Çünki, oxuduqdan sonra yuxularınız ərşə çəkiləcək,liftlərdən yalnız başınıza istifadə edə bilməyəcəksiniz.Nə zaman ki, bayquş görəcəksiniz ürəyiniz qopacaq və daha bunun kimi başqa qorxularınız baş alıb gedəcək.
Qorxdunuzsa keçək kitab təhlilinə
Xanın “Sancaqlı kölgələr və Leyla Xuni” kitabı olduqca maraqlı və bir o qədər də qorxuludur.Ən azından mənim üçün bu belədir.
Sadəcə, qorxularının üzərinə getmək istəyənlər üçün mükəmməl kitabdır deyə bilərəm.
Mən hər zaman qorxularımın üzərinə addım atmağı seçmişəm, elə buna görə də @azerbaycanoxuculari ilə olan görüşdə kitabın məzmunu, müzakirə zamanı məndə maraq oyatdı.
Kitabı @bookzone.az dan əldə edib başladım oxumağa.
Olduqca axıcı kitabdır, başlayan kimi əldən qoymaq mümkün deyil, əldən ki, qoydunuz maraq qalır kitabda nə baş verəcək deyə.
Kitabda Ayxan və Toğrulun dostluğu məni çox heyrətləndirdi, sizcə belə dostlar varmı hələ də real həyatımızda?
Daha detallı yazmıram ki, marağı itməsin
Qeyd: Mən özümə bu il Gənc (yeni) Azərbaycan yazıçılarının kitablarını daha çox oxuyacağıma söz vermişəm.
Sözsüzki, “Sancaqlı kölgələr və Leyla Xuni” bu sıyahıda yerini heçkəsə verməyəcək.
Uğurlar diləyirəm sizə @xan_hesen
Siz yazın, yazın ki, fərqli oxucular oxusun