Bil ki mutluluk ve lezzet içtedir, dışta değil. Mutluluğu köşk ve kulelere sahip olmakta arayanlar aptaldır.
518 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Hep aynı boşluk...
Tanpınar’ın gazete ve dergilerde kalan yazılarının derlenmesinden oluşan kitabın içeriği için Erol Gökşen’in önsözü gerçekten aydınlatıcı. Ayrıca kitabın ismini seçeni kutlarım. *** “Estetik ve Plastik Sanatlar” bölümünü okurken Sait Faik’in Tüneldeki Çocuk kitabında “d grubu sergisi” isimli öyküsünden bir parça geldi aklıma: Şu Ahmet Hamdi
Hep Aynı Boşluk
Hep Aynı BoşlukAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 2016163 okunma
Reklam
200 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu yöreden geçip göçerken ardınızda ne bırakacağınızı hiç düşündünüz mü? . Hasan, Elazığ'ın bir köyünde abi, abla, anne, baba, dede ile oluşan çekirdek ailesiyle yaşıyor. Kör Sabiha, Şalvar Necdet, Tavuk, Bay Miyagi, Hamo dede, Zerteriçli, diğerleri... Hepsinin yaşamlarına Haso'nun gözünden bakıyoruz. . Haso'nun ergenlik döneminden
Yara Bende
Yara BendeAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 201883 okunma
168 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Olmayan Şeyler Gökhan Yücel Bu sefer farklı bir ışığın iziyle geldim sizlere.. 21 ayrı öyküden oluşan ve gerçekten olmayan şeyler üzerine yazılmış keyifli bir kitap. Bazı öykülerin sonunda " hadi canım " dediğinizi duyacağınız, yazarın yazım tarzını ve düşüncelerini anlamaya çalışacağız bir eser. Zihin çok güçlüdür ve beyni ele geçiren de o dur. Beynimizi kullanmak istesek de zihnin seslenişleri hiç susmaz içimizde. Zihin konuştukça ortaya çıkan esintiler bizimledir ağırlıklı. Böyle kitaplar okuduğum zaman Zihin, yazarlar için hiç bir zaman susmamalı diyorum. Bizler için en önemli olgudur konuşması,  düşünmesi ve söylemesi. Bizler onlarla kendimize malzeme çıkarır ve şahesere çeviririz.  BurcuÇ.  Bu da benden gelen bir cümle olsun Bir kaç öyküden sonra kitabın adına hak vereceksiniz. Olmayan şeyler olsaydı, ne olurdu?  diye düşünenleriniz çıkacaktır benim gibi O zaman farklı bir lezzet arayanlara tavsiyemdir. Sessizliğin kendi başına bir ses gibi etrafı sarabileceğini düşünmemişti hiç.  Syf 58 Çünkü giden gelmiyor. Gelen ise, hiç duyulmamış şey.  Gelinmeyen, sadece gidilen bir yerde yaşıyor. Syf 44 Gerçekliğin aslında yeteri kadar gerçek olmadığıyla yüzleşemeyeceği için zihin otomatik olarak tamamlıyordu. Syf 80 10/7 ⭐ Sayfa sayısı 167
Olmayan Şeyler
Olmayan ŞeylerGökhan Yücel · Kara Karga Yayınları · 202156 okunma
İnsanın sonsuz bir evrende gönlünü elverdiğince genişletilmesi çok kıymetlidir. Böylece aldığı her soluğun, yaşadığı her deneyimin, attığı her adımın onda başka bir görgüye, bilgeliğe, lezzete ve ustalığa dönüştüğünü görür. “En doğrusu buydu” dersin ve daha doğrusunu almaya kapatırsın kendini. “Aşk buydu işte” dersin ve hakiki aşka kapatırsın kendini... Oysa insan okyanus kadar genişleyebilmeli, enginleşebilmeli ki dolup taşabilsin, ustalaşsın, büyüyüp gelişsin... .... Dolayısıyla bu noktada arayış içinde olabilmek çok önemli... Sorular sormak, cevaplar aramak, ilimle meşgul olmak, öğrenmeyi sevmek, deneyimlere kucak açmak, irfana ulaşmak için çaba göstermek lazım gelir. Elbette nasip diye bir hakikat de vardır ama nasip yolda olanı görür, yolda olanın karşısına ihtiyacı olduğu kadarıyla çıkar. Yolun kenarında bekleyenin, hayata izleyici kalanın nasiple buluşması mümkün müdür? Değildir... Yani bu aşamada da hesap kitap içinde olmamalı insan. “Nasibim bu kadarmış!” deyip kenara çekilmek ya da “İşin sonunda nasiplenilecek bir şey varsa uğraşalım..” deyip yola koyulmak aşk yolculuğunun yapısında yoktur. “Aşk nasip işidir, hesap işi değil. Aşk adayıştır, arayış değil. Sen adanmış ve yanmışsan bu uğurda, aşk sana uzak değil!” Bulmak için arama! Ama unutma ki bulanlar da arayanlar olmuştur hep... Elbette nasibinle buluşursun ama bunun için birtakım koşullar ve engeller koyma ortaya. Koşullar, buluşmayı geciktirir, zora sokar. Sen kapıyı çalmaya devam et, o kapı elbet açılır. Sen yeter ki vurmayı bil, ne zaman açılır bilmem, yeter ki kapıda beklemeyi bil.
Geri15
55 öğeden 51 ile 55 arasındakiler gösteriliyor.