kâhin, batı'nın karşı karşıya olduğu tehlikenin büyüdüğünü görmektedir, amerikanlaşmayı, mekanikleşmeyi, yanıp tutuşarak kendisinden "güzelliğin teokrasisini" beklediği yüzyılın ruhsuzlaşmasını görür. artık herkes antik zamanlardakinin ve gelecekte bütün evreni kucaklayacak olan ideal insan hayalinin tersine, kendini şimdiki zamanda aramaktadır.
neyin yasını tuttuğunu biliyor musun? yıllar olmadı o çekip gideli, ne zaman buradaydı, ne zaman gitti, tam olarak söylenemez, ama o vardı ve var, senin içinde. daha iyi bir zamandır, o aradığın şey, daha güzel bir dünya.
kuşu avuçlarımın arasına alıyorum, okşuyorum. kanatları kırılmış. "yürekleri kırılan dostlar asla geri dönmez" diyor. "şehre git. orada hâlâ ışık var. yüzünü solgunlaştıracak bir ışık var orada, ölüme benzeyen bir ışık. aşkı bilmedikleri için mutlu olan insanların olduğu yere git. o kadar doygundurlar ki, ne birbirlerine ne tanrı'ya gereksinim duyarlar. geceleri kapılarını sıkı sıkı kilitleyip hayatın geçmesini sabırla beklerler."