"Liesel yüzünü ellerine gömdü. Tekrar açtığında asıl soruyu sordu: "Anneme söyledin mi?" "Dalga mı geçiyorsun?" Max' e göz kırptı ve kısa fısıldadı. "Hala hayatta olduğuna göre?"
Sayfa 232Kitabı okudu
"Sen aç mısın?" diye sordu Rudy. "Açlıktan ölüyorum," diye cevap verdi Liesel. Bir kitap için.
Sayfa 302Kitabı okudu
Reklam
Kelimeler soğuk hava ve kitap dolu bir odaya dökülüvermişti. Her yerde kitaplar vardı! Duvarların her birinde aşırı dolu ama kusursuz raflar yükseliyordu. Duvarın boyası bile görünmüyordu. Siyah, kırmızı, gri -her renkte- kitapların sırtlarında farklı tarzlarda ve büyüklüklerde yazılar vardı. Bu Liesel Meminger'in hayatınta gördüğü en güzel manzaraydı.
Sayfa 145 - MartıKitabı okudu
Küçük bir boya kutusunu sandalye, büyük bir kutuyu masa olarak kullandı ve kaleminin ucunu ilk sayfanın ortasına dayadı. Ortaya şunu yazdı: KİTAP HIRSIZI Küçük bir hikâye Liesel Meminger
Liesel, Amper Nehri üzerindeki köprüyü geçti. Su berrak, zümrüt yeşili ve serindi. Liesel dipteki taşları görebiliyor, suyun tanıdık şarkısını duyabiliyordu. Dünya böyle güzel bir nehri hak etmiyordu.
Liesel ona doğru yürüdü. Uzanıp sakallı yüzüne dokunacak kadar cesurdu. “Bu gerçekten sen misin, Max?” Böylesine güzel bir Alman günü ve ilgili bir izleyici grubu. Max ağzının Liesel’in avucunu öpmesine izin verdi. “Evet, Liesel, benim,” dedi ve kızın elini yüzüne bastırarak parmaklarına ağladı. (...) Durduğu yerde kırbaçlandı. “Max,” diye ağladı kız. Sonra sessizce sürüklenip götürüldü: Max.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.