Ateşin Şarkısı, ilk sayfalarını okurken gerilim türünde bir kitap okuduğumu hissettiren ama aslında bambaşka bir hikayeyi anlatan, sanırsam gerçek bir hikayeye dayanan, etkileyici bir eserdi. Keman çalan ve daha önce hiç karşılaşmadığı bestelere de çok ilgi duyan Julia’nın, bir gün bir antikacıda bulduğu el yazması ve oldukça eski bir besteyi satın almasıyla hikaye başlıyor.Julia bu son derece etkileyici, bir o kadar da ürpertici besteyi çalmayı ilk denediğinde minik kızı Lily, yaşlı kedilerini öldürüyor ve ikinci denemesinde de annesinin ayağına bir cam parçası saplıyor. Ateşin Şarkısı, anlatmak istediği hikayeye iki farklı açıdan yaklaşan bir kitaptı, aynı hikayeyi Julia’dan okuduğumuz gibi yaşananların asıl sahibi Lorenzo’dan da okuyoruz. Julia, zamanla Lorenzo’nun hikayesini keşfediyor, tabi aynı zamanda Ateşin Şarkısı’nın nasıl bestelendiğini de. Kitaba başlamadan önce aslında Yahudilere yapılan işkencelere tanıklık eden bir dönemde birbirini seven iki müzisyene değineceğini hiç düşünmemiştim, çok güzel bir kitaptı. Mutlaka okunmasını tavsiye ederim. Keyifli okumalar!