Acı bir senfoni gibi. Çeşitli yoğunluklarda pek çok notadan oluşan bir şarkı gibi ve ben o şarkıyı çalmayı öğrenmiştim. Acı denizinde boğulan çaresiz bir kurban olmaktan çıkıp kendi hayatının müziğini yöneten kaçık Bir orkestra şefine dönüşmüştüm.
"On dakika ne kadar bir süreydi? Çocukken, on dakika sonsuzluk gibi gelirdi. Okuldayken, bir dersin beşte biriydi. Elleriniz bağlı, karanlık bir evde sendelerken ise..."
"Bir çocuk, kar tanesi gibidir. Her biri, öncekinden farklı ve benzersizdir. Bir tanesini bile kaybetsen, çok şey kaybetmiş olursun çünkü aynısından bir tane daha gelmeyecektir."