Deming köyleri özlüyordu; köylerin sessiz çimenlik yokuşlarını ve sularını, yeşilleri ve mavileri, kırmızıları ve grileri... New York ise renk karmaşası içinde parlak ve keskindi, her yerden de anlaşılmayan bir İngilizce yükseliyordu. Gözleri acıdı, ağzı gürültüyle doldu. Hava öyle soğuktu ki nefes almak canını yakıyordu. Ve gökyüzü binalarla tıka basa doluydu.