Tıpkı deniz gibi, öksüzlüğüm gösteriyor beni. Ulaşmayan telgraf sesleriyle dolu, başka isimlerle kavgalı, saptırılmış yolculuklarla girift, kovuluşlarımla sevdim seni. Li-Young Lee, "Seni Sevdiğim Şehir"
Timaş yayınlarıKitabı okudu
... Güneşli bir günde apartman dairesine tıkılıp kalmaktan nefret ederdi...
Sayfa 13 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kendin alabileceğin şeyleri sana vermeleri için asla başkalarına güvenme.
Sayfa 14 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Deming köyleri özlüyordu; köylerin sessiz çimenlik yokuşlarını ve sularını, yeşilleri ve mavileri, kırmızıları ve grileri... New York ise renk karmaşası içinde parlak ve keskindi, her yerden de anlaşılmayan bir İngilizce yükseliyordu. Gözleri acıdı, ağzı gürültüyle doldu. Hava öyle soğuktu ki nefes almak canını yakıyordu. Ve gökyüzü binalarla tıka basa doluydu.
Sayfa 48 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Kendi çocuğunuzu önemli bir şey değilmiş gibi hayat öykünüzden öylesine çıkaramazsınız.
Sayfa 161 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Babam şöyle şeyler söylemeyi severdi: "Ben küçük bir çocukken ailem yoksuldu; kardeşimle tek bir pirinç tanesini bile bölüşürdük. İnsanlar o zaman açlıktan kırılırdı, şimdiyse herkes rahat ve şımarık. Yokluk çekmenin ne demek olduğunu bilmezsin sen."
Sayfa 164 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Müziksiz dünya dümdüzdü; renksiz, sıkıcı.
Sayfa 307 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
"Bir dili unutmazsın," dedi annesi. "Ona tekrar maruz kalman gerekir ve sonra beynin hatırlamaya başlar. Beyin elastiktir."
Sayfa 366 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Affetmek ne gülünç şeydi. Birine karşı yıllarca öfke duyduktan sonra bir gün aynı şekilde hissetmediğinizi fark ediyordunuz; haberiniz bile yokken her zamanki düşünceleriniz kayıp gidiyordu.
Sayfa 412 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.