Kütüphane, bütün çağların, bütün ülkelerin ölümsüzleri ile dolu. Bu ulular bezmine kabul edilmenin tek şartı, liyakat. Mabede bayağılar giremez. Diriler naziktir, ölüler titiz. Gerçekten severseniz konuşurlar sizinle. Bir kitabı okurken ''Ne Güzel kitap,'' deriz, ''yazar da tıpkı benim gibi düşünmüş.'' Yanlış şöyle dememiz gerekirdi: ''Bunu daha önce hiç düşünmemiştim ama, galiba doğru.'' Yahut, '' Belki şimdi anlayamıyorum,birkaç gün sonra anlarım.'' Önce teslimiyet,anlamak cehdi. Sonra hüküm. Yazarın gerçekten değeri varsa, düşüncesini, bir hamlede kavrayamazsınız. Söylemek istediklerini bütünü ile söyleyemez yazar, söylemek istemez. Gizler, istiarelere başvurur..