435 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Howards End, E.M. Forster'ın 20. yüzyılın başında İngiltere'de yaşanan sosyal dönüşüm ve sınıf çatışmalarını anlatan başyapıtı. Howards End'de, Londra'daki farklı sınıfsal konumlara sahip üç aile üzerinden sınıf çatışmaları ve kaynaşmaları, sosyoekonomik durum, toplumsal baskı ve değer yargıları, kır hayatı, kentsel dönüşüm ve siyaset gibi konulara değinilmiş ki dönemin sınıf mensuplarının olaylara bakış açılarını görmemiz açısından güzel tespitler sunulmuş. Üst sınıf (Wilcox ailesi) ve alt sınıf (Bast ailesi) arasında orta sınıf ya da orta-üst sınıf (Schlegel ailesi) köprü görevi görüyor gibi geldi bana. Yaptıkları seçimler ile Margaret üst sınıfı tercih ederken Helen'de de alt sınıfa doğru bir kayma olmuştur. Gurur ve Önyargıyı da anımsatan bu klasiğe de şans verin isterim.
Howards End
Howards EndE. M. Forster · İletişim Yayınları · 2020102 okunma
"İslam barıştır" mantrasının neredeyse 1400 yıl önce modası geçmiştir. İslam'ın barış ve yalnızca barış olduğu süre yalnıza 13 yıldı... Günümüzdeki kökten dinci Müslümanlar için (tıpkı klasik İslam'ı geliştirmiş olan orta çağ din uzmanları için olduğundaki gibi) "İslam savaştır" demek daha doğru olacaktır. İngiltere'deki en radikal İslami örgütlerden birisi olan el Guraba, Londra'daki iki bombalamanın ardından şöyle bir açıklamada bulunmuştur, "terörün İslam'ın bir parçası olduğunu reddeden her Müslüman kâfirdir." Bir kâfir, inançsız birisidir (yani Müslüman değildir), ve kafir tahammül edilemez bir aşağılama kelimesidir... İntihar eylemini gerçekleştiren bu genç adamların, İngiltere'deki Müslüman toplumunun ne aşırı ucunda oldukları ne de inançlarının acayip ve aşırıcı bir yorumunu izledikleri, aksine Müslüman toplumunun merkezinden geldikleri ve İslam'ın yaygın yorumuyla hareket ettikleri söylenebilir mi?
Reklam
Belgeler ne diyor?
16 Ekim 1925'te Ankara'daki İngiltere Büyükelçisi Lindsay'den Londra'daki Dışişleri Bakanı Chamberlain'e; Türkler Musul sorununun, Türk-İngiliz dostluğu önündeki tek engel olduğunu sık sık söylüyorlar ve bu sözde önemli bir gerçeklik payı bulunuyor. ...Majestelerinin Hükümeti'nin, Türkiye'nin güney sınırı yakınında kürtlere bir çeşit anayurt kurma girişimi Türk hükümeti tarafından doğrudan doğruya kendi politikasına yönelmiş bir tehdit olarak görülüyor...
Sayfa 255Kitabı okudu
1821'de Yunanlar, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı ayaklandılar. Bu ayaklanma İngiltere'nin liberal ve romantik çevrelerinde büyük sempati topladı, hatta şair Lord Byron isyancılarla birlikte savaşmak için Yunanistan'a gitti. Öte yandan, Londralı finansçılar burada bir fırsat da gördüler. İsyanın liderlerine Londra borsasında işlem görebilecek Yunan isyanı senetlerini teklif ettiler. Eğer bağımsızlık kazanılırsa Yunanlar bu senetleri faiziyle birlikte ödemeyi kabul edecekti. Bireysel yatırımcılar da kâr etmek için veya Yunanların davasına sempati duydukları için (ya da ikisi birden) bu senetlerden aldılar. Yunan isyanı senetlerinin Londra borsasındaki değeri, Yunanistan'ın savaş meydanındaki başarılarına ve başarısızlıklarına göre inip çıktı. Türklerin zamanla savaşta üstün geldiği ve isyancıların yenilmesi an meselesi olduğunda, hissedarlar tüm paralarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldılar. Onların çıkarı milli çıkar anlamına geldiğinden, İngilizler uluslararası bir filo hazırlayarak Osmanlı'nın ana donanmasını 1827'de Navarin'de batırdı. Sonuçta, yüzyıllardır süren boyunduruktan sonra Yunanistan nihayet özgürdü, ancak özgürlük ülkenin asla ödeyemeyeceği bir borç yükü karşılığında elde edilmişti. Bağımsızlıktan sonra Yunan ekonomisi, on yıllar boyunca İngiliz finansörlere bağımlı kaldı.
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
National Geographic London Kısa Inceleme
Bu kitabın Türkçe versiyonu bende mevcut ve Londra'yi çok güzel bir şekilde anlatıyor.Ingiltere'ye ayri bir ilgim olduğu gibi bu kitaptan sonra Londra'ya daha fazla ilgim arttı.Gezilmesi gereken,tarihsel ve sanatsal durumları detaylı bir şekilde anlatmayı başarıyor. Londra'ya benim gibi ilgisi olup hatta gidip gezmek isteyenler için kesinlikle tavsiye ederim. Okuduktan sonra emin olun, kitabın verdiği detaylı bilgiler ile Londra'ya karşı asla yabancı hissetmezsiniz. Iyi okumalar dilerim :)
National Geographic Traveler - London
National Geographic Traveler - LondonNational Geographic Traveler · National Geographic · 20162 okunma
Londra Konferansı'nda bir şey genel olarak beklenilmeye başlanmışsa, o takdirde Osmanlıların hangi toprağı alınarak kime veriliyor, böylece hangi dengeler sağlanmış oluyor diye düşünmek gerekirdi. Londra Konferansı'nın amacı, Balkan Faciası'nın sonuçlarının, bunların en azamiyetçi siyasetlerin sonuçları olduğu hiç gözetilmeden, hiçbir denge arayışı içine girilmeksizin tescil ettirilmesinden ibaretti. İngiliz temsilciler, devamlı surette Osmanlılara kasalarının boş olduğunu hatırlatmış, barış yapmamaları halinde düveli muazzamanın Osmanlıların egemenliğini daha da kısıtlayacak tarzda müdahale etmek zorunda kalacaklarını ileri sürüp kol bükmüştür. İngiltere, Osmanlıları her şeyi kabul etmeye zorlayan bu tutumu dahi ılımlı bulan Rusya'ya merak etmemesini söylemiş, çatışmaların tekrar başlaması halinde bu “dengeli” davranış içinde kalmayacağının sözünü vermişti.
Sayfa 225
Reklam
Elizabeth Belsey ise Eylül 1940' ta kocasına "Seni kaybetmeyi nasıl kaldırabilirim bilmiyorum. Duam hepimizin bu savaştan sağ kurtulması ya da hiçbirimizin sağ kalmamasıdır" yazmıştı. ...... Londra' da hastanelerde hemşireler, bebekleri özel tasarlanmış koruyucu gaz başlıklarıyla taşıyordu. Kadınlara gaz maskesi bölmesi olan el çantaları satılmaya başlamıştı. Köpekler için de maskeler vardı. Ancak İngiltere' ye karşı hiçbir zaman gaz kullanılmayacaktı. ...... Çocuklarıyla birlikte Cambridge' e tahliye edilen eşi Hilda'ya yazdığı mektupta Jim Curran, " Burada oldukça kötü durumdayız, Londra' daki diğer herkes gibi..." diyordu. ...... Sokaklarda, bombardımanlara karşı önlem ve uyarı ilanları vardı. Afişlerden biri şöyleydi: " Eğer hava saldırısına sokakta yakalanırsanız ,durup yukarı bakmayın, bir an önce saklanın."
Atlas Tarih - Özel Sayı (2024-1)
Atlas Tarih - Özel Sayı (2024-1)
Bazı kpss tarih notları
1-) Türk İslam Devletleri Yazar-eser ~Mevlana - Divanı kebir ~Hacı Bektaş Veli - Makalat ~Yunus Emre - Divan ~Ahmet Gülşehri - Mantıkut Tayr ~Hoca Dehhani - Selçuklu Şehnamesi Oğuzlar - Dede Korkut Hikayelerini oluşturan Türk topluluğu Kıpçaklar - Dede Korkut Hikayelerine konu olan Türk topluluğu Akkoyunlular - Dede Korkut hikayelerini yazılı
1915.... Çanakkale'de kan gövdeyi götürüyordu, tarih böyle kapışma görmemişti, Boğaz'ın suları kıpkırmızı akıyor, mermiler havada çarpışıyordu, geçmeye çalışanların kaybı 200 bini aşmıştı, geçilmez diyen dedelerimizin kaybı 250 binin üzerindeydi. Bu tarifi imkansız kıyıma rağmen, majestelerinin hükümeti gidişattan memnundu, çünkü
— Çar kendi sınırlarında bir demokrasi kurulmasını istemiyor, Parlamento lafını duyunca öfkeden tir tir titremeye başlıyor. — Ama İngilizler için aynı şey söylenemez herhalde! — Hayır. Ama İranlılar kendi kendilerini yönetmeyi başarıp rüştlerini ispat ederlerse, bu durum Hintlilerin gözünü açabilir! O zaman da İngiltere'ye tasını tarağını toplamak düşer. Bir de petrol sorunu var tabii. 1901'de bir İngiliz vatandaşı, Knox d'Arcy yirmi bin sterlin karşılığında tüm İran Şahlığı'nın petrolünü işletme imtiyazını aldı. Bugüne dek petrol üretimi çok fazla değildi, ama birkaç hafta önce Bahtiyarî aşiretlerinin bölgesinde muazzam petrol yatakları bulundu, mutlaka duymuşsunuzdur bu haberi. Bu yataklar ülke için çok önemli bir gelir kaynağı olabilir. Ben de meclisten, Londra ile yapılmış anlaşmanın daha adil koşullar sağlayabilmemiz için gözden geçirilmesini istedim; mebusların çoğunluğu bu görüşümü onayladı. O günden sonra İngiltere sefiri beni bir daha evine davet etmedi.
Sayfa 252 - Yapı Kredi Yayınları, 65. Baskı. Çev: Ali BerktayKitabı okudu
Reklam
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Jules Verne'in Balonla Beş Hafta eserinde Doktor Ferguson'ın arkadaşları ile o zaman çok nadir bilinen balon ile Nil Nehrinin kaynaklarına doğru yapılan yolculuğunu anlatmaktadır. 1892 yılında 14 Ocak gününde Londra'nın Kraliyet Coğrafya Cemiyetinin toplantısında büyük bir kalabalık vardır. Sir Francis M... meslektaşlarına Dr.
Balonla Beş Hafta
Balonla Beş HaftaJules Verne · İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,5bin okunma
TÜRKİYE’YE YÖNELİK GAZZE ELEŞTİRİLERİNE CEVAP *Cemal SULTAN *twitter.com/GamalSultan1, Mısırlı yazar, 2 Mart 2024) Son zamanlarda Türkiye’nin Gazze’ye yönelik saldırılar konusundaki tutumunu eleştiren yazılarda bir artış olduğunu gözlemledim. Bu yazıların bazıları, Türkiye’nin büyük askerî kapasiteye sahip yükselen ve güçlü bir
Firari bir eski Mossad ajanı olan Victor Ostrovsky;"Sayanim"
"Ertesi gün Ran S. bizlere, Mossad operasyonunun önemli ve eşsiz bir parçası olan sayanim hakkında bir konferans verdi.Sayanim (yardımcılar), yüzde yüz Yahudi olmak zorundadır. Yurt dışında yaşarlar, İsrail vatandaşı olmasalar da pek çoğuna İsrail'deki akrabaları aracılı­ğıyla ulaşılır. Örneğin, İngiltere'de akrabası olan bir
Arap Birliği Nasıl Parçalandı? Suriye Nasıl Kaybedildi?
Osmanlı ordusu Suriye bölgesinden çekilip Halep’in ötesi­ ne gittiği zaman açıkça anlaşıldı ki, Emir Faysal’ın barış konfe­ransına Arap heyetinin başı olarak gitmesi sadece bir görünüş­ten ibaretti. Aslında Faysal, Hicaz’dan bağımsız bir Suriye dev­leti kurmak için anlaşma yapmak maksadıyla Londra ve Paris arasında gidip geliyordu. Bu son derece açık bir durumdu, Türklerin yenildikleri ilk günlerde Beyrut’taki Arap bayrağının indirilmesi bu iddiamızı destekleyen unsurlardan biridir. Arapların birliğini ve krallığını parçalayan işte bu politi­kadır. Parçalanma gerçekleştikten sonra, bir ülke herhangi bir istekte bulunacak olursa, yönetimdekiler bu isteği gerçekleş­tirmekten, yani ülkenin gerçek bağımsızlığını elde etmekten aciz ve hazırlıksız oldukları için kargaşa ve tereddütler ortaya çıkmaya başlıyor ve çeteler kendilerine ne söylenirse onu ya­pıyorlardı. Sonra olanlar oldu, Fransa ülkeye girdi ve başta bulunan sözde yöneticiler kaçtı. Suriye böylece elden çıktı. Şu son sa­vaş [İkinci Dünya Savaşı] çıkana kadar, Fransız yüksek komi­serleri gözetiminde ülkeyi yöneten birçok başbakan ve cum­hurbaşkanı geldi geçti. Savaşta Fransa yenilip teslim olunca Vichy hükümeti başa geçti ve yönetimi ele aldı. Ayrıca Alman ve İtalyan heyetleri de geldiler. Bunun üzerine herşeyden ön­ce kendi güvenliğini temin etmek isteyen İngiltere müdahale ederek De Gaulle’ü ve yanındakileri yönetime getirdi.
Sayfa 231Kitabı okudu