Şimdi sizin gelişinizin bizim için nasıl da Kıyamet'in ayak sesleri demek olduğunu anlıyorsunuz, değil mi? Çünkü eğer siz başaramazsanız, biz tüm çıplaklığımızla Düşman'ın önünde kalacağız. Yok başarırsanız, o zaman bizim gücümüz azalacak, Lothlórien solacak ve Zaman'ın gelgitleri onu sürüp götürecek. Ya Batı'ya gitmemiz, ya da yavaş yavaş her şeyi unutmuş ve unutulmuş, kuytu vadilerde ve mağaralarda yaşayan yaban bir halka dönüşmemiz gerekecek.
Sayfa 437 - MetisKitabı okudu
Lothlórien
"Ahmaklık gibi gelebilir," dedi Haldir. "Gerçekten de, Karanlıklar Efendisi'nin gücünün en iyi ispatı hâlâ ona karşı koymakta olanların arasını açan şu yabancılaşmadır işte. Lâkin, belki bir tek Ayrıkvadi hariç, artık Lothlórien'in dışındaki dünyada öyle az vefa ve itimat buluyoruz ki, kendi itimadımız yüzünden topraklarımızı tehlikeye atmaya cesaretimiz yok. Artık birçok tehlikeyle kuşatılmış bir adada yaşıyoruz ve ellerimiz harplerden çok ok yaylarına gider oldu.
Sayfa 417 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Lothlórien
"Deniz kıyısında yaşadıkları için ne mutlu bir halk olmalı hobbitler!" dedi Haldir.
Sayfa 418 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Lothlórien
"Anlatamam," dedi Merry. "Hiç görmedim oraları. Daha önce ülkemden hiç çıkmamıştım. Ve dışarıdaki dünyanın neye benzediğini bileydim, şimdi de çıkmaya cesaret edemezdim herhalde." "Güzel Lothlórien'i görmek için bile mi? dedi Haldir. "Dünya gerçekten de tehlikelerle dolu ve içinde bir sürü karanlık yer var; lâkin nice güzellik de hâlâ ayakta ve artık bütün topraklarda içine keder karışmış olsa da, belki daha bile çok serpiliyor sevgi.
Sayfa 418Kitabı okudu
Lothlórien
Diğerleri kendilerini mis kokulu çimenlerin üzerine attı ama Frodo bir süre daha hayretler içersinde ayakta kaldı. Sanki yitip gitmiş bir dünyaya açılan büyük bir pencereden geçmiş gibiydi. Lisanında, çevresini saran ışığı adlandıracak bir kelime bile bulamıyordu. Gördüğü her şey biçimliydi; fakat biçimler hem adeta gözleri açıldığı anda tasavvur edilip çizilivermiş gibi taptaze, hem de ezelden beri dayanmış gibi kadimdiler. Bildiği renklerden, altın renginden, beyazdan, maviden, yeşilden başka bir renk görmüyordu, fakat bu renkler sanki Frodo onları o anda idrak etmiş ve onlara yeni ve muhteşem isimler yakıştırmış gibi taze ve keskindi. Kışın burada yazı veya baharı özlemek mümkün değildi. Toprak üzerinde yetişen hiçbir şeyde ne bir kusur, ne hastalık, ne biçimsizlik göze çarpıyordu. Lórien ülkesi lekesizdi.
Sayfa 420 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Lothlórien
Döndü ve şimdi Sam'in de aklı karışmış bir ifadeyle etrafına bakarak ve sanki uyanık olup olmadığından şüphe eder gibi gözlerini ovuşturarak yanında durmakta olduğunu gördü. "E, işte basbayağı güneşli, parlak mı parlak gündüz vakti," diyordu. "Elflerin gönlünde tek ayla yıldızlara yer olduğunu sanırdım: Fakat bu, bugüne kadar duyduğum her şeyden daha Elfçe. Sanki bir şarkının içindeymişim gibi geliyor bana, bilmem anlatabiliyor muyum."
Sayfa 420 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
‘I cannot,’ said Merry. ‘I have never seen them. I have never been out of my own land before. And if I had known what the world outside was like, I don’t think I should have had the heart to leave it.’ ‘Not even to see fair Lothlórien?’ said Haldir. ‘The world is indeed full of peril, and in it there are many dark places; but still there is much that is fair, and though in all lands love is now mingled with grief, it grows perhaps the greater.’
HarperCollins Illustrated Edition 1991
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.