C.K. Chesterton,
Jules Verne, Don Delillo, Michel Foucault,
George Simenon, Milan Kundera, Jean
Baudrillard, Louis-Ferdinand Celine, Susan
Sontag, James Joyce, Samuel Beckett, Chuck
Palahniuk, Dylan Thomas...
Among these general approaches (of modern sociology) are a) Functionalism, b) Marxism and Conflict Theory and c) Symbolic Interactionism.
Functionalism has an important place in modern sociology and was initially influenced by Durkheim’s works in sociology in the 19th century. Functionalism deals with society as a system consisting of
Komedyen Louis C. K., gösterilerinden birinde, yolcuların ticari uçuşlar konusunda heyecanlarını bu ölçüde kaybetmiş olmalarından duyduğu hayreti dile getirir ve sızlanan bir yolcunun taklidini yapar: "Sonra uçağa bindik ama bizi pistte tam kırk dakika beklettiler. Öylece oturup kaldık." Louis'in yolcuya tepkisi şöyledir: "Aaa, sahi mi? Sonra ne oldu? Havada uçtun mu? Akıl almaz biçimde ve tıpkı bir kuş gibi? İnsanın uçuş mucizesinin bir parçası oldun mu seni işe yaramaz dırdırcı?" Sonra dikkatini gecikmelerden şikâyet eden insanlara çevirir. "Gecikmeden mi yakınıyorsunuz? Doğru mu duyuyorum? New York'tan Kaliforniya'ya beş saatte gidiyorsunuz. Bu eskiden otuz yıl alırdı. Üstelik yolda ölüp giderdiniz." Louis, 2009'da yaptığı bir uçuş sırasındaki ilk kablosuz bağlantı deneyiminden söz eder. Bu henüz tanıtılmış bir yeniliktir. "Uçakta oturuyorum ve birden diyorlar ki, 'Dizüstü bilgisayarınızı açın, internete bağlanabilirsiniz.' Üstelik bağlantı hızlı. YouTube'daki klipleri seyrediyorum. İnanılacak gibi değil. Uçaktayım! " süre sonra bağlantı kesilir ve Louis'in yanındaki yolcu sinirlenir: "Olacak şey değil!" Louis şöyle devam eder: "Demek istediğim, varlığından yalnızca on saniye önce haberdar olduğu bir şey için dünya ona hemencecik borçlu mu kalacak?"
Deli, aklını yitirmiş insan değildir:
"Deli, aklı hariç her şeyini yitirmiş insandır." (G.K.C)
Delilik yalnızca bir ilişkidir, akılcı olan, gerçek olan gibi. O bir gerçekliktir, bir nedendir...
(..) tüm artılarına rağmen internet bizi insanlığımızdan da uzaklaştırıyor. Bilgisayarlarımıza ve akıllı telefonlarımıza gittikçe daha yapışık bir halde yaşıyoruz, toplumsal ve profesyonel yaşantımızı e-postaların, sosyal medyanın, blogların ve tweet'lerin etrafında kuruyoruz. Aşırı dijital bilgiye maruz kalmak bizi makinelere, işkoliklere ve pasif tüketicilere çeviriyor. O sert, somut varlığı üzerimizde baskı yaratıyor ve insan doğamız ile bize dayatılan iletişim şekilleri arasında bir uyuşmazlığa neden oluyor. Analog doğamız dijital bir akışa sığdırılıyor. Bu yüzden komedyen Louis C.K.'in de dediği gibi, " Günümüzde her şey muhteşem ve kimse mutlu değil."