İlk okumadan kalemine hayran kaldığım bir yazar daha... Sevgi Soysal. İsmi gibi herkese sevgisini vermiş, kendisine hiç sevgi kalmamış gibi yazan Sevgi Soysal. Bu nasıl yazmaktır? Bu nasıl düşündürmektir insanı, Sevgi Hanım? Sizi tanıdığım için çok mutlu oldum kendi çapımda...
Sevgi Yenen, 1936 yılında mimar-bürokrat bir babanın ve Alman bir
♥️♥️ I LOVE ARABESQUE ♥️♥️
✌️
...
Şimdi kendime bir hayat kurdum
Neyim olacaktın, bak neyim oldun
Dindi gözlerim Bir hayal kurdum
Seni bulacaktım, bak sizi buldum! ⚡⚡📴
youtu.be/4bNyESg5IJo
꒰ ͜͡➸ - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - ღ
Birisini sevmeye kalkışmak önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, cömertlik ve körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan.
You know, it's a quite a job starting to love somebody. You have to energy, generosity, blindness. There is even a moment, in the very beginning, when you have to jump across a precipice. If you think about it you don't do it.
꒰ ͜͡➸ - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - ღ
Friedrich Nietzsche : "Herhangi yeni bir şeyi (bir insan, bir olgu, bir kitap) gerçekten tanımak isteyen kişi, onu mümkün olan bütün sevgisiyle aklında tutmalı; zararlı, itici, sahte bulduğu her şeyi zihninden uzaklaştırmalıdır. Örneğin giriş bölümünü çok uzun tutan bir yazarın, adeta yarış izler gibi, kalbi arzuyla çarparak hedefine ulaşmasına izin vermelidir. Bu süreçte kişi, onu hareket ettirecek kadar yeni olan şeyin yüreğine girer. Onu tanımak işte tam böyle bir şeydir. Eğer kişi bu kadar ileri giderse mantık daha sonra çekinceleri ortaya çıkarır; aşırı değer verme, kritik sarkacın geçici olarak durdurulması, o nesnenin ruhunu dışarı çıkarmak için yem olarak kullanılan bir hiledir."
Friedrich Nietzsche : "He who really wants to get to know something new (be it a person, an event, a book) does well to entertain it with all possible love and to avert his eyes quickly from everything in it he finds inimical, repellent, false, indeed to banish it from mind: so that, for example, he allows the author of a book the longest start and then, like one watching a race, desires with beating heart that he may reach his goal. For with this procedure one penetrates to the heart of the new thing, to the point that actually moves it: and precisely this is what is meant by getting to know it. If one has gone this far, reason can afterwards make its reservations; that over-estimation, that temporary suspension of the critical pendulum, was only an artifice for luring forth the soul of the thing."
Sayfa 246 - Altın Kitaplar Yayınevi 1. BasımKitabı okudu
Kadın beyni kendisini hayal kırıklığından korumak için kötü senaryolar kurmaya eğilimlidir ve ardından da üzerinde fazla düşünmeden suçu erkek beynine atar. Sürekli eleştirinin beyne zararları vardır. Bir erkek partneri tarafından eleştirildiğinde beyni savunmaya geçer.
RCZ'si erkeğe kendisinin eleştirildiği gibi olmadığını söyler ve erkek her türlü temastan kaçınmaya başlar. Bu durum aşağıya doğru bir spiral gibi uzar ve sonunun bir çıkmaz sokak olduğu kesindir. Çiftin, iki tarafın da arzuladığı sevgi ve ilgiden mahrum kalmasına sebep olur.
The female brain tends to create bad scenarios to protect herself from disappointment, and then blames it on the male brain without giving it much thought. Constant criticism has harm to the brain. When a man is criticized by her partner, his brain becomes defensive.
His RCZ tells the man that he is not what he is criticized for, and the man begins to avoid all contact. This situation extends like a downward spiral and is certain to end in a dead end. It causes the couple to be deprived of the love and attention that both parties desire.