Lovejoy, her açıdan etkileyici bir kişiydi. İngilizce Almanca Fransızca Yunanca Latince İtalyanca ve İspanyolca okuyabiliyordu ve öğrencileri onun hakkında şu espriyi yapıyorlardı . "John Hopkins'ten aldığı bir yıllık iznini British museum kütüphanesindeki henüz okumadığı az sayıdaki kitabı okumakla geçirmişti."
(davet için tutulan)
Mr. Wilkins’e. Mr. Wilkins’in eğilip doğrularak ve tam bir
tarafsızlıkla “Lady Lovejoy ve Miss Lovejoy... Sir John ve
Lady Needham... Miss Weld... Mr. Walsh” diye gelenleri
takdim ederken takdire değer bir tavrı vardı. Tavrı takdire
değerdi; aile yaşamı da kusursuz olmalıydı, öte yandan
böyle dudakları yeşilimsi, yanakları tıraşlı bir adamın çoluk
çocuğa karışmış olması da pek mümkün görünmüyordu.
Korku gerilim türünde pek sık okumam ve bu kitap kötü bir giriş oldu. Hikaye gayet ilgi uyandırıcı olmasına rağmen ilerlerken alıp götürmüyordu insanı ve açıkçası pek de korkmadım okurken. Hiçbir his yoktu ana karakterler kitabın sonunda ölse hiçbir şey hissetmem diye düşünüyordum kitabın sonlarına doğru. Kitabın dili hafif ve akıcı olmasa okumak daha uzun sürerdi.
SPOİLER İÇERİR
Ayrıca kitabın sonu çok oldubittiye geldi gibi. Lovejoy karakterini sevmiştim biraz ama dedim ya kitabın sonu hızlıydı işte tam olarak neyi bilip bilmediğini pek anlayamadım -neden öldüğünü de zaten belirtilmedi de doğal ölüm dedi geçti her nedense tek ölen o- daha dikkatli okusam ikinci kez falan belki anlardım ama o kadar da umrumda olamadı kitap.
Kırmızı PiyanoJosh Malerman · İthaki Yayınları · 20171,720 okunma
"İnsan, gençlerin söylentilere karşı korunması gerektiğini düşünüyor. Fakat belirli bir yaşa erişmiş kişiler..." Bu sefer de kısa bir anlığına Messalina'ya bakmıştı. "Birer birey olarak görülmeli, değil mi?"
"Evet" dedi Freya. Leydi Lovejoy'un böyle serbest görüşlü bir kadın olmasına şaşırmıştı. "Bir şahıs
ABD'li bilim insanı Thomas Lovejoy, Guardian gazetesine yaptığı açıklamada "Bu doğanın intikamı değil, bunu kendi kendimize yaptık" dedi. Çözümü ise doğaya çok daha saygılı bir yaklaşım sergilemekten geçiyor. Buna iklim değişikliği ve diğer sorunlarla mücadele de dahil."
"Lovejoy fikirler tarihinin konusunu şöyle belirliyordu: Felsefe, bilim, din ve ilahiyat, güzel sanatlar, eğitim, sosyoloji, dil, folklor ve etnografya, iktisat ve siyaset bilimi, edebiyat, toplumlar tarihi."
20. yüzyılın önemli felsefe tarihçilerinden biri olan Arthur O. Lovejoy romantizmi ve romantik olanı ele alırken, bu sözcüklerin "kendi başına bir anlam taşımayacak kadar çok anlama geldiği"ni söylemektedir.
Ona göre gelecek nesilleri korumak için insan doğaya daha saygılı olmayı öğrenmelidir. Muazzam bir vahşi hayvan ticareti ve insanın doğaya müdahalesinin sonucu olarak bugün pandemi (Covid-19) salgını) yaşanmaktadır. Lovejoy'a göre yaşananlar doğanın bir intikamı değil insanın kendi ettiğini bulmasıdır. Makalede ayrıca insanın doğal dünyayı bozması ve ihlâli nedeniyle her yıl yeni virüslerin ortaya çıktığından ve bunlardan her birinin pandemiye neden olacak nitelikte olabileceğinden bahsedilmektedir.