Tocqueville
Amerikalıların uygulamaları, onları kendi yargı standartlarını sadece kendilerinde sabitlemeye yönlendirir. Pratik hayatlarının sunduğu bütün küçük zorlukları yardım almadan çözmeyi başardıklarını gördükçe, dünyadaki her şeyin açıklanabileceği ve dünyadaki hiçbir şeyin anlama sınırlarını aşamayacağı gibi bir sonuca varırlar. Böylece, kavrayamadıklarını inkâr etme durumuna düşerler; bu da onları sıradışı şeylere karşı inançsızlık ve doğaüstü şeylere karşı da neredeyse aşılmaz bir tiksintiyle baş başa bırakır. Sadece kendi tanıklıklarına güvenmeye alıştıkları için, dikkatlerini cezbeden nesneyi mutlak bir açıklıkla görmeyi severler; onun için nesneyi örten her şeyi olabildiğince sıyırırlar; nesneyi daha yakından ve günışığında görmek için nesneden kendilerini ayıran ne varsa ondan kurtulur, nesneyi görünmekten gizleyen ne varsa onu ortadan kaldırırlar. Bu zihinsel eğilim, kısa zamanda, kendileriyle hakikat arasına yerleşen lüzumsuz ve rahatsız edici perdeler olarak gördükleri formları lanetlemelerine yol açar.
Sayfa 27 - Metis YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Joseph Görres
Herkesin arzuladığı ve istediği şey, gazetelerde ifade edilecektir; fakat herkesi sıkıntıya sokan ve rahatsız eden şey de ifadesiz kalmamalıdır; hakikati dürüstçe, koşulsuz ve zincirlere vurmadan dile getirecek birileri olmalıdır. Çünkü iyi bir anayasa altında ifade özgürlüğü hakkı, sadece hoş görülen bir şey değil temel bir gerekliliktir; konuşmacıya, kendi yanlışı ve yalanlarıyla hakkını kaybedene kadar kutsal bir kişi olarak bakılacaktır. Böyle bir özgürlüğe karşı mücadele edenler, kendi büyük hatalarının yükü altında ezildikleri yolundaki suçlamaya maruz kalabilirler; adil davrananlar konuşma özgürlüğünden çekinmezler - konuşma özgürlüğü neticede sadece “kim hak ediyorsa onun onurlandırılmasına” götürür; ama pisliğe ve karanlığa bağımlı olanlar kesinlikle gizlilikten hoşlanırlar.
Sayfa 36 - Metis YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
Modern uygarlığın mekanikleşmiş çalışma süreçlerinde bireyin gerilemesi kitle kültürünün ortaya çıkmasına yol açar, kitle kültürü halk sanatının ya da “yüksek” sanatın yerini alır. Popüler kültürün bir ürünü hakiki sanatın özelliklerinden hiçbirine sahip değildir ama bütün mecralarıyla popüler kültürün kendine ait hakiki nitelikleri vardır: standartlaşma, basmakalıp yargı, muhafazakârlık, yalancıl manipüle edilmiş tüketim malları.
Sayfa 39 - Metis YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Halkın istediği şeylerle denetim güçlerinin iktidarda kalmak için halka dayattığı şeyler arasında karşılıklı bir bağımlılık ilişkisi vardır.
Sayfa 39 - Metis YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Bütün medyanın değerlere yabancılaştığı, eğlenceden ve oyalanmadan başka bir şey sunmadığı --bunların da nihai olarak dayanılmaz bir gerçeklikten kaçışı kolaylaştırdığı- konusunda dikkate değer bir mutabakat vardır. Devrimci eğilimlerin çekingence baş gösterdiği her yerde, bu eğilimler bolluk, macera, tutkulu aşk, iktidar ve genel olarak sansasyonellik gibi arzu-düşlerinin sahte bir biçimde doyurulmasıyla yatıştırılır ve kısa zamanda durdurulur.
Sayfa 40 - Metis YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Ortaçağ standartlarının yıkıldığının anlaşılması öyle travmatik bir etki yaratmıştır ki, Montaigne ve çağdaşları kendilerini insana evrensel ve içkin bir mutsuzluk atfetmek zorunda hissetmişlerdir.
Sayfa 45 - Metis YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
53 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.