Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
- Toplumdan dışlanma ve baskı görüyor musun ? - Baskı her zaman için oldu, olacak. Çünkü toplum bizi bir yara olarak görüyor; ama bu yanlış. Yarın birgün onların çocuklarının da eşcinsel olmayacağının hiçbir garantisi yok. Torunlarının, kuzenlerinin, yeğenlerinin veya kocalarının eşcinsel olmadığını nereden biliyorlar? " Yazar ve trans birey Güneş arasında ki röportaj alıntısı. "
“Yedi milyarlık bir dünyada tek başına kalmak, o anda karşına çıkan bir sevgiliye Allah gibi tapmanı sağlar.”
Reklam
KADINLAR, kendini kadın olarak hissedenler, gözünüzü kapayıp bacaklarınızın arasında bir penis olduğunu hayal edin. Alışveriş yapmaktan hoşlanmadığınızı, yegâne tutkunuzun bira eşliğinde futbol ve seks hakkında konuşmak olduğunu, ayakta işediğinizi düşünün. Ağla(ya)madığınızı, acı çekmediğinizi, hep güçlü olduğunuzu ya da öyleymiş gibi yaptığınızı düşünün. Yolda yürürken çamaşırınızı çekiştirebilme, küfretme, kimseye hesap vermeden istediğiniz kişiyle cinsel ilişki yaşayabilme özgürlüğüne ya da lüksüne sahip olduğunuzu da unutmayın. VE ERKEKLER, kendini erkek olarak hissedenler, penislerinizin yerinde sürekli akan ve her ay kanayan bir vajina olduğunu düşünün. 1-0 yenik başladığınız hayata kozmetiklerle, boncuklarla tutunmaya çalıştığınızı düşünün. Hanım hanımcık, kibar ve narin olduğunuzu ve bunlardan dolayı sürekli korunmaya ihtiyaç duyduğunuzu, evlenene kadar gözünüz gibi bakmanız gereken bekâretinizin, ailenizin de namusu olduğunu unutmayın.
Kime göre neye göre 'ideal'
Kişilerin ideal(!) kadın ve erkeğe olan uzakığıyla, toplumun o kişiye olan uzalığı doğru orantılıdır.
Keşke..
(Yıl 2003) "Bundan bir on beş yirmi yıl sonra, insanların hayatın­da eşcinsellik diye bir şey olmayacak, çünkü artık farklı bir gözle görülmeyecek, daha yaygın olacak, eşcinseller daha bilinçli ola­caklar. Baskı yaşamayacaklar, yönlendirilmeyecekler, in­sanlar daha rahat olacak, daha güzel olacak her şey." -Zeynep
Sayfa 240
"Bu yaşam, bu dünya çocuklara hiç uygun değil. Sa­vaşın olduğu bir dünya, insanların yok sayıldığı bir dünya, işken­cenin var olduğu bir dünya, kısaca çocukların yok edilmesi için elinden geleni ardına koymayan bir dünya. Bir çocuğun yaşayabileceği bir alan olmayan bir dünya..."
Sayfa 140
Reklam
Beraber özgürleşebileceğimize inanıyo­rum. Kişisel olarak değil, birbirimizi anlayarak, ülkede ve dünyada yaşanan bütün sorunları kendi sorunumuz gibi algılayarak çözüme gidebiliriz.
Sayfa 137
20 yıl geçti ve Türkiye aynı yerde olmayı bırak, daha da geriledi
(2003) -Bundan on beş yıl sonra, pozitif bakarsan, kendini nerede görüyor­sun? Hangi amaçlarını, hayallerini gerçekleştirmiş olursun, en iyi ih­timalle neredesin? -En iyi ihtimalle on beş yıl sonra asli mezarlıkta olabilirim. Ama ciddi söylüyorum, gerçekten şaka değil; çünkü bugün nasılsa on beş yıl sonra da Türkiye aynı yerde olacak. Emin olabilirsin buna. Bizler yine aynı kuytu köşelerde olacağız. Hep geceyi yaşayacağız, gündüzü asla yaşayamayacağız rahat bir şekilde. Bu yüzden de on beş yıl sonra en güzel ihtimalle, en rahat, en mutlu olacağımız yer herhalde asli me­zarlık.
Sayfa 88
Böyle hissettirenler her daim mutsuz ve rahatsız olurlar umarım :(
"Ben kendi kimliğimi yaşadığım için mutluyum; ama böyle bir ülkede yaşadığım için çok mutsuzum ve rahatsızım."
Sayfa 84
İnsanca Yaşam Platformu Türkiye'de transseksüeller tarafından kurulmuş ilk sivil toplum kuruluşudur.
Sayfa 49
Reklam
Bir görüşmeci, toplumun transseksüellere karşı olumsuz tutumunun aslında "yaşayan" transseksüel kimliğine değil; medya gibi kurumlarla "yaratılmış" olan transseksüel imajına yönelik olduğunu ve bu imajın, toplumun kendilerini tanımlayamamasında ve kendilerine karşı yay­gın ve olumsuz bir kanaatin gelişmesinde rol oynadığını beliriyor. Bu süreci besleyen ise transseksüellere kaşı toplumun aşırı genelleme yapmasıdır.
Sayfa 46
Bu kadar ataerkillik şaka gibi doğrusu..
DE transseksüel ameliyatı ise günümüzde halen oldukça zor, daha az yaygın ve sonuçları klinik olarak ED dönüştürme operasyonu kadar tatmin edici değil. Bu durum, tıbbi bir gerçek olduğu kadar sosyo­politik bir gerçektir. Cinsel değişim operasyonunda, üstü kapalı da ol­sa penisin yüceltilmesi durumu söz konusudur. Bu da "gerçek bir pe­nisin" yapılamayacağı, sadece doğuştan var olabileceği duygusuna da­yanır.
Sayfa 24 - DE CDO 1935'te yapılmaya başlamış, bugün halen kullanılan penis yapma yön­temini ise 1953'te Dr. Georges Burou bulmuştur.
Feminist yaklaşımlar, eşcinsel hareket, queer ve transgender politika­ları artık yalnızca kadın ve erkek kimliklerini sorgulamakla kalmayıp toplumsal cinsiyet kimliklerinin bu iki sınıfın referans alınarak tanım­lanmasına da karşı çıkmaktadırlar. Toplumsal cinsiyet tarışmaları, ırk, kimlik, rol, beden, cinsel yönelim gibi bileşenleri de içererek, "farklı­lıklarla" birlikte "eşitlik"in olanaklarını aramaktadır.
Sayfa 21
Transseksüellik, travestilik ve eşcinsellik farklı eksenlerde tanımlanmalarına ve ataerkillikle farklı biçimlerde "kavgalı" olmalarına karşın sık sık birbirlerinin yerine kul­lanılır. Eşcinseller ve travestiler için biyolojik cinsiyetten rahatsız ol­mak ve değiştirmeyi istemek söz konusu değildir. Yaygın kanının aksi­ne geyler "kadın gibi" ve lezbiyenler "erkek gibi" olmak zorunda değil­lerdir. Travestiler de ameliyat olmamış transseksüeller değil, genelde kadın kıyafetleri giymekten cinsel haz alan heteroseksüel erkeklerdir.
Sayfa 20
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.