Evlenen bir çifte tavsiyelerde bulunan bir nikah memurunun sözleri;
Memur evlenen çifte, “Evliliklerinizi başkalarının evlilikleriyle kıyaslamayın, peri masallarına aldanmayın çünkü gerçek değil, mükemmeli aramayın hiçbirimiz mükemmel değiliz, birbirinizin geçmişini sorgulamayın adı üstünde geçmiş, eşinizin sizin zihninizi okumasını beklemeyin maalesef bunu hiç kimse yapamıyor, istediğiniz ya da istemediğiniz her şeyi açık açık söyleyin, konuşarak her şeyin çözülebileceğine inananlardanım. Birbirinize yaşam alanı bırakın, evlendiniz diye her şeyi birlikte yapmak zorunda değilsiniz” dedi.
Hikaye üzerinden örnek veren memur “Çok bilindik bir hikaye vardır. Kirpiler eşlerine dikenlerinin boyu kadar yaklaşırlarmış. Bilirmiş ki çok yaklaştığında dikeni batacak eşinin canı yanacak, sizde birbirinizin canı yakmamak adına o yaşam alanını lütfen bırakın birbirinize” ifadelerini kullandı.
Nikah memuru konuşmasının devamında, "Evliliğinizi yaşarken birbirinizin üzerine hesaplar yapmayın. Hesapsız yaşayın, haritalara bakmadan yol alın. Lütfen ama lütfen birbiriniz sahibi değil yoldaşı olmaya çalışın. ‘Her şey güzel olacak’ sözünü vermeyin maalesef ki olmuyor ama ola ki ‘Her şey kötü olursa ben yine senin yanındayım’ sözü çok daha kıymetli. Bir de çok sevdiğim bir söz var benim ‘Ses yankısını duymazsa kaybolur gider ve insanda öyle’ Kulak verin birbirinizin söylediklerine, ne demek istediğinizi anlamaya çalışın. Birbirinizin yankısı olun kaybolup gitmeyin” diye belirtti
SOKAKTAN TABLOYA
Herkes yanımdan geçiyor. Sabah işe giden insanlar, ellerinde kahveleri, sandviçleri...
Okula yetişmeye çalışan öğrenciler küçüklü, büyüklü... Siz de geçin lütfen. Kenarımda biten
otlar, yapraklarını en geniş halleriyle açmış, yeşil yeşil bakıyorlar bana. Yalnız biz
konuşmuyoruz, bakışıyoruz. Onlar yere, ben göğe. Buraya ne
Sevgili 1000k dostlarım
Arada bir gidiyorsunuz yokluğunuzu farkettigim andan beri siteye hüzün çöküyor ve ne zaman geleceksiniz diye bekliyorum
Nazlı'm gitmiş ya...
Bi ara leylüneharım gitmişti.
Yaşlı ve cami cemaatindeki o kişi benim, gelmeyen kişilere üzülen de.
"Gitmeyin, yalvarırım o savaşa gitmeyin."
"Amelia sen iyi misin?"
"Saçmalığımı düşünebilirsiniz ama eğer oraya giderseniz çok kötü şeyler olacak."
"Yine fal mı baktın sen?"
"Tanrılarla konuştum diyebiliriz."
"Merak etme bir şey olmayacak."
"Olacak lütfen gitmeyin."
"Gitmem gerekiyor."
"O zaman bana bir söz verin. Ne yediğinize çok dikkat edin. Her zaman kardeşlerinizin yanında uyuyun ve çatışmanın olduğu yerlerden uzak durmaya çalışın."
"Peki."
Sahip olamayacağımız şeyleri istiyoruz. Belli bir anı, sesi, duyguyu yeniden yaşamanın yollarını arıyoruz.
Lütfen sonsuza dek kalın, diyorum tanıdığım şeylere. Gitmeyin.
TERZİ ÇIRAGI
Efendimiz, biz çıraklara biraz bahşiş verin lütfen.
MÖSYÖ JOURDAIN
Siz bana ne dediniz?
TERZİ ÇIRAGI
Efendimiz.
MÖSYÖ JOURDAIN
"Efendimiz!" Asilzadeler gibi giyinmek budur işte. Burjuva gibi giyinen adama asla "efendimiz" demezler. Buyurun alın, bu "efendimiz" dediğiniz için.
TERZİ ÇIRAGI
Monsenyör; size minnettarız.
MÖSYÖ JOURDAIN
"Monsenyör!" Oh! Oh! Oh! "Monsenyör!" Durun dostum, durun: Bu "monsenyör" de bir şeyler verilmesini hak ediyor. Az laf mı "monsenyör!" Alın bakalım, "monsenyör"ünüz size bunları veriyor.
TERZİ ÇIRAGI
Monsenyör; hepimiz siz haşmetmeapları şerefine içeceğiz.
MÖSYÖ JOURDAIN
"Haşmetmeap!" Oh! Oh! Oh! Durun, durun, gitmeyin! Ben mi? Demek Haşmetmeap!"
(Kendi kendine.) Adam işi "majesteleri"ne kadar götürürse bende beş para bırakmayacak yahu!
(Yüksek sesle.) İşte buyurun, bu da "haşmetim" için.
Çocuklarımı çocuk halleriyle görmek İstiyorum. Küçücük eller, çevik ayaklar. Her şey değişiyor.
Oğlan büyüdü, baba öldü, kız benden uzun, kötü bir rüyadan dolayı ağlıyor. Lütfen sonsuza dek kalın, diyorum tanıdığım şeylere. Gitmeyin. Büyümeyin.
Ah ölüm…Var olduğunu bile bile görmezden geldiğimiz en büyük çelişkimiz. Gitmelerine dayanamayacağımız için sevdiklerimize de asla yakıştıramadığımız ölüm.Ama belki de hayattaki tek gerçek.Bakmaz kimsenin gözünün yaşına. Dinlemez hiç bir şeyi, alır götürür. Peki gidene midir ölüm yoksa kalanı mı? Böyle kitap mı anlatılır diyorsunuz şimdi
Of
"Lütfen gitmeyin Miss Virginia," diye haykırdı Hortlak. "Çok yalnızım ve çok mutsuzum ve gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum. Uyumaya çalışıyorum ama yapamıyorum."
"Bu gerçekten saçma! Sadece yatağa yatacaksın ve mumu üfleyeceksin."
"Abilerin," dedi Edan, tepemizde süzülen iki ruhu işaret ederek. Beni bekliyorlardı.
Havaya sıçradım. "Gitmeyin. Savaş henüz bitmedi."
"Bizimki bitti," dedi Finlei usulca. "Amana bu seferlik çağrına kulak vermemize izin verdi ama sana tekrar yardım edemeyiz, kardeşim."
"Lütfen. Siz giderseniz ben..."
"Bizi unutur musun?" Sendo başını iki yana salladı. "Unutmayacaksın."
"İnsan bizim gibi unutulmaz iki abiyi nasıl unutabilir ki?" diye takıldı Finlei. Sonra yüzündeki ifade ciddileşti. "Keton'a benim yerime bir yumruk at. Çok sert olsun. Ona yapmamasını söylediğimiz hâlde peşimizden savaşa geldiği için. Babama da onu çok özlediğimizi söyle."
Sesindeki çatlamayı duyunca kalbim patlayacak gibi oldu. Kalın, diye yalvarmak istedim onlara bir kez daha ama kalamayacaklarını biliyordum. Boğazım şişti. Konuşmak canımı yaktı. "Söylerim."
"Her zaman rüzgârı yakala, kardeşim."
"Tamam," diye fısıldadım.
Evlenen bir çifte tavsiyelerde bulunan bir nikah memurunun sözleri gündem oldu.
Memur evlenen çifte, “Evliliklerinizi başkalarının evlilikleriyle kıyaslamayın, peri masallarına aldanmayın çünkü gerçek değil, mükemmeli aramayın hiçbirimiz mükemmel değiliz, birbirinizin geçmişini sorgulamayın adı üstünde geçmiş, eşinizin sizin zihninizi okumasını beklemeyin maalesef bunu hiç kimse yapamıyor, istediğiniz ya da istemediğiniz her şeyi açık açık söyleyin, konuşarak her şeyin çözülebileceğine inananlardanım. Birbirinize yaşam alanı bırakın, evlendiniz diye her şeyi birlikte yapmak zorunda değilsiniz” dedi.
Hikaye üzerinden örnek veren memur “Çok bilindik bir hikaye vardır. Kirpiler eşlerine dikenlerinin boyu kadar yaklaşırlarmış. Bilirmiş ki çok yaklaştığında dikeni batacak eşinin canı yanacak, sizde birbirinizin canı yakmamak adına o yaşam alanını lütfen bırakın birbirinize” ifadelerini kullandı.
Nikah memuru konuşmasının devamında, "Evliliğinizi yaşarken birbirinizin üzerine hesaplar yapmayın. Hesapsız yaşayın, haritalara bakmadan yol alın. Lütfen ama lütfen birbiriniz sahibi değil yoldaşı olmaya çalışın. ‘Her şey güzel olacak’ sözünü vermeyin maalesef ki olmuyor ama ola ki ‘Her şey kötü olursa ben yine senin yanındayım’ sözü çok daha kıymetli. Bir de çok sevdiğim bir söz var benim ‘Ses yankısını duymazsa kaybolur gider ve insanda öyle’ Kulak verin birbirinizin söylediklerine, ne demek istediğinizi anlamaya çalışın. Birbirinizin yankısı olun kaybolup gitmeyin” diye belirtti
"Çok iyi bir insansın. Dünyada annemden sonra gördüğüm, tanıdığım en iyi insansın; ailemden görmediğim şefkati, merhameti senden gördüm ama ben ya kalıp seni bir ömür boyu üzerim ya da şimdi gider tek bir seferde üzerim "
Çok üzücü bir duygu durumu değil mi ya? Yani hangi psikolojik yapıya sahipsin ki... Ne kadar aciz olabilirsin ki... Yani nesin? Nesin de ne istersin? Bu olmamalı ya!
Böyle olmamalı. Bunun açıklamasını belki psikiyatristler ya da sosyalistler, düşünürler de yapar ama sokaktan geçen herhangi bir insan da gayet aklı başında bir yorum yapabilir.
-'"iyi değil." çok güzel bir cevap değil mi?
Her anlamda iyi değil, bir kere kalbi soğuk, kalbi kötü, ruhu iyi değil...
Kötü bir zamandayız ve iyi ki Allah herkesi benzerine saklıyor. Kayıp değilmiş hiçbiri, geç anladım, güç anladım ama anladım.
Notum: Sizi iyisiniz diye terk eden hiç kimse için kendinizden bir saniye bile çalmayın lütfen, rica ediyorum hatta öyle bir durumdaysanız dönüş yapın bana gerekirse size yalvaricağım bu konuda. Çünkü biri siz iyisiniz diye sizden gidiyorsa %100 doğrudur ve o yolu orda ayırmalısınız. Ha istikamette yol sadece o doğrultuda varsa bile sağa sola sapın, dağdan taştan gidin ama onun geçtiği yoldan gitmeyin. Tekrar diyorum, lütfen. Lütfen, lÜTFEN.