“İnsan hayatının bir anlamı olmalıdır.”
Tüm gün boyunca evinin taşlığında oturarak misafirlerini ağırlayan Hacı Ağa, bu dünyaya cehaletiyle ve cehaletinin verdiği cesareti ile insanları çarpmaya gelmiş biridir adeta. Gitmediği yerleri gitmiş gibi, okumadığı kitapları okumuş gibi, ülkenin nasıl savunulduğunu bilmediği halde orduya akıl verecek cesareti kendinde bulabilen nevi şahsına münhasır biridir. Kendisine yalanlardan kurulu bür geçmiş kurup, buna kendini de inandırıp zamanla toplumda yüksek bir mevkiye gelmiştir. Tanıdık geliyor mu bu söylediklerim, yok mudur böyleleri bizde de :)
Her cümlesiyle günümüze ışık tutan, liyakatsızlığı kurgusal bir karakterle anca bu kadar iyi anlatılan muhteşem bir kitap. Kitabı okurken, kendi toplumumuzla ne büyük benzerlikler taşıdığını görmemek işten değil. İran toplumunu anlatan eserde, günümüzü görmek şahsen canımı acıtsa da, bunları bir eser üzerinden okumak bana farklı bir keyif verdi. Edebiyatı çok seviyorum işte bu yüzden. Başka toplumları tanıyoruz, onları tanırken kendimizi de görüyoruz zaman zaman. Yaşadığım buydu tam olarak. Kör Baykuş ile tanıştığım Sadık Hidayet, Hacı Ağa’sı ile de bendeki yerini sağlamlaştırdı. Okumaya devam edeceğiz bu beyefendiyi mecbur :) Genç, yetişkin herkese kalpten tavsiye ediyorum bu eşsiz eseri. Sizler de okumadan geçmeyin lütfen. Keyifli okumalar :)
#alıntı
“Demek ki insanların bize itaat etmeleri için aç, muhtaç, cahil ve batıl inançlı kalması lazım.”
Hacı Ağa, Sadık Hidayet