Yaşar Kemal’in henüz yayınlanmamış son romanı “Bir Ada Hikayesinde, yazar, tekrar, kahramanlarından biri, Poyraz Musa aracılığıyla Allahüekber Dagı'na döner, “ve Poyraz kendi kendine düşünüyordu, sen, diyordu, Emirim sen Allahüekber Dağı’nın yamaçlarında dimdik, ayakta donmuş kalmış insan ormanını gördün mü? Sen Emirim, yüzlerce insanın çoluk çocuğun, genç kızların, yaşlıların hançerlenerek,
çırılçıplak soyulduktan sonra Fırat’a, Dicle’ye atıldıklarını gördün mü? Sen, yüzüne bakmaya kıyamayacağın kızların memelerinin kesilerek öldürüldüklerini gördün mü, kesilmiş kanlı memelerin kızgın kumlarda kanadıklarını..? Toprağa taşa karışmış, parçalanmış gövdelerin, kolların, bacakların, başların gökten yere yağdığını, askerlerin ölü asker kokularından öldüğünü, ormanların yandığını, yanarken dağın taşın, kurdun kuşun, börtû böceğin, yılanın kaplumbağanın çığrışarak kaçıştığı, yeryüzünün gökyüzünün uzun inlemelerle sarsıldığını, on gün, on gün bir ormanın böyle yandığını, yangın yerinin günlerce tüttüğünü, sen bir savaşın ne olduğunu bilir misin Emirim ?