Neslican Tay
Gördüğüm tedavi çok ağırdı, bacağımdaki ağrı beni eve mahkûm etmişti.Tümör hem beni ağrılarla yaşamaya,acı çekmeye alıştırırken aldığım üç ağırlaştırılmış kemoterapiye de direniyordu, çok yavaş küçülüyordu.Damar tutunumlu bir tümör olduğu için ameliyatı ve bacağı kurtarmayı mümkün kılmıyordu.Daha ağır dozu kaldırıp kaldırmayacağının tartışıldığı o kemoterapiyi aldığım gün, arkadaşlarım LYS sınavında ter döküyordu, ben de onkoloji servisinde...Ve tüm bunlar hayatımda olurken üzülme lüksüm yoktu.Sağlam durmak zorundaydım.Son aldığım iki ağır dozun tümörle savaşında yenilip tümörü beslediğini, tümörün büyümeye devam ettiğini öğrendiğimde bile umudunu yitirmedim.
Seulement, sache-le bien, Natalie: en t’obéissant, j’ai dû fouler aux pieds des répugnances inviolées.
Reklam
Müttefiklerdeki komuta değişikliği günü kurtarmaya yardımcı oldu. Foch ufak bir gecikmenin ardından Fransız takviyelerini kriz bölgesine sevk etti. Müttefikleri tarafından desteklenen BEF'in kararlı duruşuyla Ludendorff 29 Nisan'da taarruzu sonlandırmak durumunda kaldı. Almanlar, Michael Harekâtı'ndaki gibi Lys taarruzunda da herhangi bir stratejik kazanım elde edememiş ve 100.000 kayıp karşılığında yalnızca Müttefik hatları içinde zayıf bir çıkıntı oluşturmuştu.
Sayfa 263 - Kronik Kitap 1.BaskıKitabı okudu
Michael Harekâtı'nın başarısızlıkla sonuçlanmasının akabinde Ludendorff bu kez daha kuzeydeki Lys kasabası yakınlarında bulunan İngilizlere taarruz etmeyi seçti. İki Alman ordusu Hazebrouck'taki kilit demiryolu merkezini ele geçirmek için 9 Nisan'da hücuma kalktı. Alman kuvvetleri bir kez daha Hutier taktiklerinden istifade etmekle birlikte bu taarruzun daha karmaşık sonuçları oldu. General Ferdinand von Quast komutasındaki Alman Dördüncü Ordu askerleri şanslıydı: Cephenin yorgun ve zayıf iki Portekiz tümenince tutulan kismina taarruz etmişler, Portekizliler hücumun baskısıyla süratle bozulmuş ve kaçmıştı. Daha kuzeydeki BEF inatçı bir direniş gösterdiyse de 1917'deki Flandre taarruzlarında ödediği ağır bedel karşısında aldığı toprakların çoğundan çekilmeye zorlandı. Almanların 12 Nisan'da Hazebrouck'a 8 kilometre kadar yaklaşmalarıyla Haig büyük bir kaygıya kapıldı. Durumun ciddiyetini kavrayan general, sağlam durmaları için askerlerine duygusal bir konuşma yaptı: "Her mevziyi son adama kadar tutmalı, geri çekilmemeliyiz. Sırtımızı duvara vererek ve davamızın haklılığına inanarak her birimiz sonuna kadar savaşmalıyız. Yuvalarımızın güvenliği ve insanlığın özgürlüğü, her birimizin bu kritik andaki davranışına bağlıdır."
Sayfa 261 - Kronik Kitap 1.BaskıKitabı okudu
Fleur-de-lys
Fleur-de-lys, diğer bir değişle zambak çiçeği, ortaçağ Hanedan almalarında yaygın olarak kullanılan bir sembolüdür ve özellikle Fransız aramalarında öne çıkmaktadır. Bu sembol, çeşitli şekillerde gözükür ve çoğunlukla Fransa ile ilişkilendirilmesine rağmen, antik Mezopotamya'ya ve Mısır'a ait sanat eserleri ve süslemeler kadar eski tasarımlarla çarpıcı bir şekilde benzerlik taşımaktadır. Sembolün, yandaki taç yaprakların bitkinin ortasından uzağa düşmesi gerekçesiyle genellikle çiçek açan bir zambağın bir temsili olarak düşünülür. Erken dönem Hristiyan ikonografisinde masum zambak, kimi zaman Hz. İsa'nın çocukluğunu temsilen kullanılıyordu. Ancak 13.yüzyıla gelindiğinde bu çiçek, kutsal kitaplarda ve dini metinlerde esasen saflığın ve iffetin ve dolayısıyla Meryem Ana'nın sembolü olarak kullanılmaya başladı. Fleur-de-lys, modern dönemde yaygın olarak ve çeşitli şekillerde kullanılmaktadır.
Sayfa 49 - Maya YayınlarıKitabı okudu
Alvin biliyordu ki, gerçekte odasındaydı ve aynı şekilde çevresini saran bütün bu kalabalık da evlerindeydi. Yerinden kımıldamaya kalkışmadığı sürece yanılsama kusursuzdu. Diaspar'ın boşaldığına ve tüm halkının burada, bu muhteşem içbükey yapıda toplandığına inanabilirdi. Şehirde hayatın durup tüm halkın Büyük Toplantı'da buluşması bin yılda bir defa bile olmayan bir olaydı. Alvin Lys'te de bu toplantının bir benzerinin yapıldığını biliyordu. Orada bu akılların toplantısı olacaktı, ama belki bedensel olarak bir araya gelirler ve bu en az bu toplantı kadar hayali, ama görünüşte gerçek olurdu.
Reklam
Lys'te de Diaspar'daki kadar büyük bir iz bırakmış olmaktan gurur duydu, ama bu gurur düş kırıklığıyla karışmıştı. Burada hiçbir zaman tam olarak paylaşamadığı ve anlayamadığı bir şey vardı: İnsanların akılları arasındaki doğrudan bağlantıya bile sağır birinin müziğe, ya da bir körün renklere olduğu kadar yabancıydı. Lys halkı ise Yeryüzü'ne getirdiği ancak hiçbir duygusuyla algılayamadığı bu hayal bile edilemeyecek kadar yabancı yaratıkla düşünce alışverişinde bulunuyorlardı. Burada ona yer yoktu; sorgulama bitince cevaplar ona söylenecekti. Sonsuzluğun kapılarını açmıştı, şimdi ise yaptıkları karşısında hayrete düşüyor. Hatta korkuyordu. Kendi huzurunu sağlamak için Diaspar'ın küçük, bildik dünyasına dönmeli, düşlerini ve amacını tartarken onun güvencesini aramalıydı. Burada bir ironi seziliyordu; yıldızlar arasında şansını denemek için şehri terk eden korkmuş bir çocuğun annesine koşuşu gibi yurduna dönüyordu.
“Prens Fleur-de-Lys”
Kendini hâlâ bir trajedinin karanlık kişisi gibi değil, hafif bir komedinin zarif prensi gibi görüyordun.
Doğrudur acaba tekrar mı LYS'mi çalışıyorum ne dedim okurken :)
Zamanı olan okurun yazıları okumadan önce yazılarda sorulan sorular üzerinde düşünmesini öneririm. Her soru kolay olmayabilir. Hatta her sorunun kolay olmadığına dair güvence verebilirim. Dolayısıyla okur yanıtları hemen bulamayabilir
116 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.