"Evladım," dedi. "Bu sıcakta herkes atlet fanilasıyla çalışırken, sen pardösüyle oturmaktan sıkılmıyor musun?"
Koca servis safi kulak kesilmişti. Kalemler bırakılmış, gözler küçük katibe çevrilmişti.... Bir ara gözleri umum müdürün omuzu üzerinden karşı duvarda asılı duran Atatürk'ün büyük boy fotoğrafına gitti: Büyük
İmparatorluğun son devirlerinde, bilhassa İkinci Abdülhamit zamanında ve Meşrutiyette memur maaşları her ay muntazam olarak verilmezdi. Maaş çıkması bir mesele, memurlar için adeta bir bayramdı; memurların çoğu maaşlarını sarraflara faizle
kırdırır, sıkıntı içinde yaşarlardı. En küçük bir katipten vezirine kadar sarrafa borcu olmayan memur yok gibiydi.
Maaşların muntazam verilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti ile başlamış ve Cumhuriyet devrinde de, Atatürk'ün asil bir direktifi ile, bir adım daha ileri gidilerek peşin maaş usulü tatbik edilmiştir, bu da muhakkak ki devlet idaresinde bir asaletin ifadesidir.
Zübeyde Hanım'ın dul maaşı için devletten aldığı bu belgede, "On altı yaşında olan Mustafa Kemal Efendi'ye,yirmi yaşını tamamlandığında kesilmek şartıyla otuz kuruş maaş"ifadesi yer almış.
Arkadaşlar, ilginç ve yer yer komik bir yazı biraz uzun ama vakit olunca okunabilir Pierre Flener, bir süre Ankara'da çalışmış Lüksemburglu genç bir akademisyen. İnternet'te gezinirken Türkiye'ye ve Türk insanına dair tuttuğu "sosyolojik günlüğü" gördüğümüzde, Evrensel Pazar için uygun bir malzeme yakaladığımızı düşündük. Yaklaşık on gün
EĞER DEĞER GÖRÜRSENİZ İSTEDİĞİNİZ ZAMAN,İSTEDİĞİNİZ YERDE BU YAZIYI KULLANABİLİRSİNİZ.PAYLAŞIN ARKADAŞLAR,İSTEDİĞİNİZ YERDE PAYLAŞIN Kİ BU KİTABI OKUSUN HERKES,EKSİK KALMASIN HİÇKİMSE.ADIMI KULLANMANIZA DA GEREK YOK.SAYGILAR...
“Önce içindeki, yüreğindeki zinciri kopar, başkaldır. Sonra dünyanın bütün zincirlerini kır, tekmil kötülüklere
(ÇIKIN ÇIKIN GELİN #42027708 )
Sevgili muhterem 1K ailem, 😊
Bir etkinlik düzenlemek istiyorum. Kadınlığa, kadın olmaya, kadın olmayı anlamaya dair…
Dünya kadınlar gününe 10 gün kalmışken "emeği" daha çok anlayalım istiyorum ve kadın yazarlarımızı daha çok okumaya davet ediyorum sizleri. Umarım bu