Rubaileri okurken oldukça keyif aldım. Hayyam'ın varoluş sorgulamaları, nihilist yaklaşımı, hayatın anlamsızlığına dair vurguları basit ama etkileyici. Kısacık rubailere sığdırdığı dersler, ince fikirler gerçekten okunmaya değer. Yüzlerce yıl önce yazılan bu dörtlükleri okuyunca günümüz insanının hala boğuştuğu sorunların aynı olduğunu görüyorsunuz. Kitap, din öğretilerini bir kenara bırakırsak, birçok insanın içinden çıkamadığı varoluş ve hayatın amacı/amaçsızlığı gibi sorunların yüzlerce belki de binlerce yıldır devam ettiğini bir kez daha göz önüne koyuyor. Çözüm sunuyor mu, pek sunmuyor. Hayyam bu konuların çözümsüzlüğüne dem vurup nükteli bir dille şarabını iç zaten öleceğiz diyor :)
Maalesef hakkında pek bilgi sahibi olmasak da ben Hayyam'ın pek düşünüldüğü gibi şen şakrak birisi olduğunu sanmıyorum. Rubaileri üzerinden yorumlarsak zamanının ötesinde bir bilge olduğu ancak bu bilgeliği -biraz da yazdıklarının aykırılığı sebebiyle- mizahi yolla ortaya sunduğunu görüyoruz. Bu tarzından dolayı ve rubailerde dini alaya alıyor veya çok şarap kelimesi geçiyor diye ciddiye alınmaması ve eleştirilmesi üzücü. Bir Sartre veya Camus hayranlıkla okunurken maalesef kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Hayyam'ın dili ve tercih ettiği biçim, anlattıklarının değerini düşürmüyor.
Ön yargılardan uzak şekilde okunmasını tavsiye ederim.