"Eğer okuduğumuz kitap bizi kafamızın ortasına inen bir yumruk gibi sarsmıyorsa, niye boşuna okuyalım ki?
Bizi mutlu etsin diye mi? Tanrım! Mutlu olmak için kitap okuyorsak hiç kitabımız olmasın daha iyi; bizi mutlu eden o kitapları yeri geldiğinde kendimiz bile yazabiliriz.
Bizi yıkıma uğratan ve derin bir kedere boğan kitaplar okumalıyız;
“Ölmek için çok genç değil miyim?”
O zaman ben de çok gençtim ve ona, “evet ölmek için çok gençsiniz,” diyememiştim.Halbuki tam da gerçek buydu.O ölüyordu ...
Madalyon Klinik'in sahibi ünlü psikiyatrist Gülseren Budayıcıoğlu'nun kendi danışanlarının hayatlarından yararlanarak ortaya çıkarttığı bir "roman" diyebilirim, buna vaka analizi diyebilmek pek mümkün değil. Zira danışanı nasıl çözümleyebildiği, ne tür tedavi yolları izlediği konusunda sınırlı bilgi veriyor. Sadece kendisine gelen ilgi çekici vakaları hikayeleştirerek yer vermiş. Aslında güzel vaka analizleri yapacağı bir kitap olabilecekken belki biraz daha genele inebilmek belki daha kolay okunur ilgi çekici bir kitap oluşturabilmek için vakaları sadece hikaye noktasında bırakması beni üzdü. Umarım çarpıcı vaka analizleri yaptığı bir kitap çıkarır da okuyabilirim. Bu bana sadece bir roman tadı verdi, daha ileriye götüremedi beni.