Göçmen kadınlar, vasıfsızlıkları nedeniyle ve bazan iş sözleşmeleri yapamadıkları, çoğu kez de dilimizi bilmedikleri için, patronlar tarafından aşırı sömürülen bir el emeğini oluşturmaktadır.
Örneğin, işsizlik yüzünden gelirleri birden bire azalıvermiş bir kadın, parasızlığın kaygısı sürekli bir şekilde içini kemirirken, kendisinin kadın olarak durumunu nasıl düşünebilir?
Fransa’da mesleki eğitim herkesin bildiği gibi yetersizdir. Bu eğitim, emekçilerin çıkarları ve ulusal çıkarlar açısından değil, kapitalist şirketlerin bencil çıkarları açısından düzenlenmiştir.
Modern bir konutta oturabilmenin milyonlarca kadın, karı koca ve aile için sadece bir lüks olduğu koşullarda, acaba nasıl bir yüksek hayat düzeyinden söz edilebilir.