Ben şarap içerim. Muhalifler soldan sağdan: ''İçme şarap dinin düşmanıdır'' derler. Madem ki, şarabın din düşmanı olduğunu öğrendim. Vallahi içerim, billahi içerim. Helaldir düşmanın kanını içmek.
255 syf.
·
Puan vermedi
bir kitabın içi bu kadar boş olabilir. tarihi bir yalan abartılarak işlenmiş. özellikle mimar sinan insan zihninde cok farklı canlanıyor. tek derdinin mihrimah oldugunu düşünüyorsunuz. şöyle bir soru geliyor aklıma madem mihrimah mimar sinanın tek derdi, niçin cıraklık kalfalık ve ustalık eserlerinden hiç biri mihrimah cami degil. ve nasıl oluyorda bir halifenin kızı yani mihrimah sultan bir ordunun içinde saclarını savurarak geziyor. kitap yarım kalmasın diye bitirdim. zaten yarısı yoktu..
İki Cami Arasında Aşk
İki Cami Arasında AşkMürvet Sarıyıldız · Mola Kitap Yayınları · 20116,8bin okunma
Reklam
416 syf.
·
Puan vermedi
Madem ki kadın erkeksiz, erkek de kadınsız hayattan keyif alamıyor. Çok zamanlarda beraber de olamıyor. Seda Diker'in tavsiyeleri okunmaya ve denemeye değer. Sonuç ise her şeye rağmen olamıyorsa olamıyordur zaten. Enjoy your reading.
Haz
HazSeda Diker · Destek Yayınları · 2013224 okunma
Çok öskedim seni. Öskedim, bizim doğu dialektinde özledim demektir. Neyini, nereni, hangi halini desem ki? Sesini öskedim örneğin. Yüzünü, şeytan çocuk gülüşünü, öfkeni, yeryüzünü ve kaskatı canımı ısıtan varlığını. Şükür varsın. Oturup “nasılsın” diye açabilir insan. Sevinebilir, övünebilir, ağlayabilir insan. Ne tuzsuz şeydi şu dünya be. Geldin, buldun, şenlendirdin, insan ettin beni. Yemeyip-içmeyip, yatmayıp-uyumayıp, seni anlatmalı bu yürek. Senden bir ricada bulunucam ama en iyisi şimdilik susmak. Mâdem sen sözünde durmadın ben de sürpriz yapıcam! Şaşırtıcam seni! Hem böylesi şeyler gevezeliğe gelmez, tadı kaçar sonra... Gene de ödeyemem. Böylesi daha güzel. Sana mahkûm kalmak güzel. Gözlerinden öperim. N’olur yaz.
"Yâ Bâkî, madem Sen Bâkîsin; yeter, her şeye bedelsin. Madem Sen varsın; her şey var."
Kısa bir eleştiri (Mina Urgan 'a ) Yazarımız eseri Bir Dinazorun Anıları'nda diyor ki : "Okuyamadıklarım arasında öyle önemli kitaplar var ki, gözüm arkada kalacak o hiç inanmadığım öteki dünyaya gidince." Başka bir sayfada :"Bir otomobilin altında kalıp hala öteki dünyayı boylamadığıma şaşırıyorum." Bu sözlere karşılık diyorum ki Sayın! Mina madem ki öteki tarafa inanmıyorsun nedir bu sendeki öbür tarafa gitme sevdası. Hem bir başka sayfada şöyle diyorsun:"Bu cennet gibi parkta, çiçekler arasında, en çok sevdiğim yemeği yerken..." Sayın! Mina mademki öbür tarafa inanmıyorsun peki cennet hangi taraf oluyor ! Neyse sözü kısa kesip diyorum ki ya inandığın gibi yaşa ya da yaşadığın gibi inan .
Reklam
Onları istemedikleri halde sevebilecektim. Sevgimden ancak insan olmaktan çıkma yoluyla kurtuldular. Madem ki öyle istediler, şimdi benim için yabancı, meçhul ve hiçtirler!
Ben sana ölümün kıyısında yaşama tutunmuş bir hayattan geliyorum. Sonbahar yağmurunda sensiz ıslanacaksam, kahvemin yanında kahvesini yudumlayan sen olmayacaksan, kabustan korkarak uyandığımda sana sarılamayacaksam, beraber hayal kurup birlikte yaşayamayacaksam, beni sevdiğini söylemenin ne anlamı var ki? Madem bunları seninle yapamayacağım, daha fazla varlığına alıştırmadan git. Hiç olmazsa acıların tat versin bana. Nasıl olsa ben sevmekten vazgeçmeyeceğim. Bir gün olur da bunları benimle yaşamak istersen, ölüme terk ettiğin yerdeyim. -Serkan Özel-
Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu? Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu?
"Her şeyin illa da bir amacı olacak diye bir şey yok, sanki evren bir makineymiş de her parçasının faydalı bir işlevi varmış gibi konuşuyorsunuz siz de. Madem öyle, bir galaksinin işlevi nedir? Hayatımızın bir amacı olup olmadığını bilmiyorum, bunun bir önemi olduğunu da sanmıyorum açıkçası. Asıl önemli olan bütünün içinde bir parça olmamız. Bir kumaşın içindeki iplik ya da kırdaki bir ot sapı gibi. O nasıl öylece varsa, biz de öylece varız. Bizim yaptıklarımız, çimenleri yalayıp geçen rüzgara benziyor."
Reklam
Zafer Ekin Karabay'ın intihar etnmeden önce bıraktığı mektubu; "aslında bütün mesele neydi?" "hani, ‘hayatın neresinden dönülse kardır’ dizesi var ya nilgün’ün, canım benim, ben yaşamın neresinden döneceğimi çoktan belirlemiştim. nilgün marmara’nın 29 yaşında, s. plath’in şubat ayında intihar etmesi, benim de 29. yaşımın 29 şubatında intihar etmemi gerektirmezdi. ama madem ki yaşamda kalmaya kendimi ikna edemiyordum, o zaman bir tarih belirlemeliydim ve 29. yaşımın 29 şubatını seçtim. bu yüzden ‘şubatta saklambaç’a bir yığın başka sırla birlikte intihar edeceğim tarihi de gizlemiştim. ne var ki, kitabımı bir türlü bastıramadım (o kitabı görmeden ölmek bana nasıl acı veriyor bilemezsiniz). "ama şimdi yaşamımın bu ayrım noktasında hiçbir yerde huzur bulamadığıma göre bu tarihi bekleyecek gücüm de kalmadı. hem zebercet de belirlediği tarihten önce intihar etmemiş miydi? (kimbilir belki kendimle barışabilseydim...) yerleşik yabancı’ydım her yere metin abi... sen yanarak öldün ve ben ne yangınlar geçirdim sana ulaşabilmek için. daha ne kadar dayanabilirdim, herkesin bir başkasının acısı pahasına mutlu olduğu yaşama? tüm arkadaşlarımı ve sevgilim meral’i çok seviyorum. beni affedin." *Mektuba ilk kez, Milliyet'te Can Dündar köşesinde yer vermiştir. Kaynak: İTÜ Sözlük
''Madem İyisin Anladık iyisin, Ama neye yarıyor iyiliğin...''
Sevgili Dost, Yaşamak beraberinde anlamayı da getirirse gerçekten yaşanmış olur. Bizi depremi önceden fark edip uluyan köpeklerden ve çırpınarak öten kuşlardan bir şeyler ayırmalı. Madem önceden hissedemiyoruz bari sonradan bir şeyler hissetseydik. Madem kulaklarımız yenildi, kalbimizle dinleseydik.
Sayfa 172Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.