Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
408 syf.
·
Puan vermedi
Nihayet Siyonist düşüncelerin dürüstçe anlatıldığı yalnızca mağdur edebiyatı yapmayan bir kamp kitabı. Filistin'e olanların sorumluları da acaba Almanya gibi bir gün sorumluluk alabilecek mi?
Auschwitz Kütüphanecisi
Auschwitz KütüphanecisiAntonio González Iturbe · Pegasus Yayınları · 20201,866 okunma
129 syf.
8/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Gogol edebiyatı yine sarkastik eğlencesinden ödün vermemiş. Taşrada olan bir şehre, teftiş etmek amacıyla müfettiş geleceği haberi yayılıyor. Bunun üzerine kaymakam, müfettişe yaltaklanmak için hazırlıklara girişiyor. Fakat yayılan dedikodular neticesinde Petersburg'dan gelen bir kumarbaz ve şımarık bir kişiyi müfettiş sanıyorlar. Bu kişi bütün memurları dolandırması yetmezmiş gibi bir de krallar gibi kaymakamın evinde konaklıyor. Tabii müfettiş gelmeden önce şehrin sefalet içinde olması, devlet memurlarının yolsuzluk yapması; işçi mağdur ve aç durumdayken üst sınıfın keyif çatması da dikkat çekiyor. Müfettiş geleceği haberine karşın herkes her şey yolundaymış gibi göstermek adına ellerinden gelen yapıyor. Tiyatro olarak yazılan bu hikayede Gogol, dönemin yozlaşmış devlet bürokrasisine çok güzel mizahi bir dilde giydirmiş. Tabii şimdi baktığımızda aynı örnekleri Türkiye'de de gördüğümüz için bu eser bize çok tanıdık geliyor.
Müfettiş
MüfettişNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20214,905 okunma
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Biraz da Ben Aforizma Yazayım..
Son günlerde çok aforizma kitabı okur oldum. Gayet zevkli ve düşündürücü bir deneyim. Buna ek olarak ben de biraz aforizma yazmak istedim. İnsan yazarken eğleniyor ve beyni daha çok çalışıyor gibi aforizmaların iyi veya kötü olmasından bağımsız olarak. ☆☆☆ Dinden yeni çıkmış bir kişinin üzerinde, gribi yeni atlatmış vücudun kırgınlığı bulunur.
Hayır! Aforizmalar
Hayır! AforizmalarStanisław Jerzy Lec · Ayrıntı Yayınevi · 199082 okunma
Mağduriyet Edebiyatı
"Popülistler, yıllardır seçkinler tarafından mağdur edilmiş "gerçek halk" adına görev isterler ve iktidara geldikten sonra da mağduru oynamaya devam ederler. Çoğunluklar, mağdur azınlıklar gibi davranırlar. Geçmişin mağduriyetleri adına, "alınan önlemlerin" yeni mağdurlar yaratması umursanmaz. Önemli olan popülistlerin kendi kitlelerini konsolide etmeleridir. Konsolidasyon için haksızlığa uğramak ya da intikam peşinde koşmak kadar birleştirici sosyal zamklar azdır."
Sayfa 63 - Destek YayınlarıKitabı okudu
359 syf.
8/10 puan verdi
·
70 günde okudu
Emperyalist batının adeta politik bir oyuncağı haline gelen sözde Ermeni soykırımı ile zalimliklerini dünyaya mazlum bir şekilde göstermeye çalışarak mağdur edebiyatı yapan Ermeni toplumunun, daha yakın zamanda yani 1992'de Karabağ'da Azerbaycan Türklerine yaptıkları katliam ve dehşeti gözler önüne sermektedir. Yaşanan bu acı olayın yani Ermeni vahşetinin edebiyatta yansımış halidir. Kara Propaganda ile tehcir hikayelerini övgüler düzen, Türkiye'de yaşayan ve cebinde Türkiye vatandaşlık kimliği taşıyan şuursuzların görmezden geldiği gerçekleri Azerbaycan'ın güçlü yazarlarının kaleminden okuyorsunuz. 2015 yılında üniversitemize gelen ve kendi elinden aldığım bu eseri bana kazandırmış olması nedeniyle Ganire Paşayeva'ya ne kadar teşekkür etsem azdır. Yaşanan acıların unutulmaması için herkesin okuması şiddetle önerilir.
Azerbaycan Edebiyatında Karabağ Hikâyeleri
Azerbaycan Edebiyatında Karabağ HikâyeleriGanire Paşayeva · Avrasya Araştırma Enstitüsü · 201538 okunma
... Halk olarak fazla kitap okumasak da "mağdur edebiyatı"nı çok severiz...
Reklam
Thomas Hardy
Hardy, taşralıların büyük kısmının mutsuz olduğuna ve modernizmin yükselişinin onları mağdur ettiğine inanıyordu. Teknolojinin gelişimi ideal kırsal yaşama büyük zarar veriyor, dolayısıyla da insan ruhunu çok ciddi biçimde tehdit ediyordu.
Sayfa 172 - Say Yayınları- 2.baskı, 2020- Victoria Çağı ve Sanayi DevrimiKitabı okudu
Ve topyekün dünya edebiyatı, insanlığın bu en görkemli mirası, sesi kısılanların sesi değil miydi acaba? Ruhları bir deprem gibi sarsan sağlam ve güçlü yazarlar, kendilerini, Tanrı gibi olmasa bile, Tanrı katında bir nebi gibi hissederler ve haysiyetin doruğu bu yoğun duyguyla anlatılarını kurarlar. Sözgelimi Tolstoy, yakın zamandan Mann, Musil, Proust, Faulkner, Camus, Canetti, Kemal böyle yazarlardır. Onlar, tıpkı Zeus ve öteki Tanrılar'ın, Ida Dağı'nda Troia Savaşı'nı (farklı isimlendirmelere karşı Troia kazılarının lideri rahmetli profesör Korfmann'ın tüm dünya dilleri için önerdiği isim buydu, Troia) yönetmeleri gibi, anlatılarını bir ilaha benzer biçimde, yücelerden kurarlar. Bir yazar olarak benim durumum ise çok farklı; ben Akhilleus'un kılıç darbeleriyle katledilmiş Hektor'un rencide edilmiş yerdeki cesedinin tere, kana, kuma ve toza bulanmış belli belirsiz gölgesiyim. Kendimi hep böyle hissettim; en altta, mağlup ve mağdur. Gücüm de hep bu oldu. Mağluplar ve mağdurlar ... ve onların isimlerinin bile anımsanmasına, ölülerinin bile kutsatmasına müsaade etmeyen galipler. İşte tarihin zalim ve ahlakdışı akışı; tüm zamanların insanlığı boğan en yaman, korkunç karşıtlıgı.
307 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.