Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

e.

e.
@magnapeccatrix
"seni kâfir, ne hakla tanrının evine mantık sokarsın?" zaqa.net/magnapeccatrix
Aklını yitirmek bana saygı­değer bir şey gibi geliyor, tıpkı nöbetçinin görev yerinde can vermesi gibi.
Reklam
–Bir düşün: İnsana onlarca, yüzlerce yıl merhamet, sağ­ duyu ve mantık öğretip, onu bilinçlendirdim diyemezsin, her şeyin bir bedeli var. En önemlisi de bilinç. İnsanlar acı­masızlaşabilir, hassasiyetlerini yitirebilir, kan, gözyaşı ve acı görmeye alışabilirler, tıpkı kasaplar, ya da bazı doktorlar ya da askerler gibi; ama hakikati bir kere öğrendikten sonra ondan vazgeçmek nasıl mümkün olabilir? Benim fikrime göre bu imkansız. Çocukluktan beri bana hayvanlara eziyet etmememi, merhametli olmamı öğrettiler; okuduğum bü­tün kitaplar da bunu öğretti ve sizin kahrolası savaşınızdan zarar görenlere öyle acıyorum ki canım yanıyor. Ama işte zaman geçiyor ve tüm bu ölümlere, acılara ve kana alış­maya başlıyorum; gündelik hayatta da daha duyarsız, daha tepkisiz olduğumu ve yalnızca en kuvvetli itkilere cevap verebildiğimi hissediyorum, ama savaş gerçeğinin kendi­sine alışamıyorum, esasen akılsızca olan bu şeyi anlamayı ve açıklamayı aklım reddediyor. Bir milyon insan bir yerde toplanıp edimlerine haklılık kazandırmaya çalışarak birbi­rini öldürüyor ve hepsi eşit derecede hasta ve hepsi eşit de­recede mutsuz. Delilik değil de nedir bu?
Erginlik ça­ğına özgü bir psikolojik çalışma yapılır ki bu, en önemlileri fakat en acı verenleri arasında sayılır. Bu, çocuğun ana-baba otoritesi altından çıkmak için gösterdiği çaba, ilerleme için pek önemli olan, yeni ve eski kuşak arasındaki karşıtlığı tek başına doğuran çabadır. Normal kimsenin bu gelişme evre­lerini geçirmesi gerekir. Bazı kimseler duraklayabilirler ve böylece ana-baba otoritesinden hiçbir zaman çıkmamış olan, sevgi duygularını ana-babalanndan koparamamış ya da hiç değilse bunu ancak eksik bir şekilde yapmış kişiler bulunur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir sadist daima bir mazoşist­tir, bu sapıklığın etkin yanının ya da edilgin yanının üstün gelerek cinsel faaliyete ağır basmasını ve onu karakterize edebilmesini önleyemez.
...tek bir doğru zaman vardır; o da şimdiki andır, en doğru zaman budur, zira ancak o zaman hâkimiyet bizdedir.
Sayfa 103
Reklam
İnsanız biz, mücadele etmek, çabalamak, engellerin üstesinden gelmek için güç verildi bize, korkakça onlara boyun eğmek için değil.
Sayfa 93
Size lanet edenleri kutsayınız, sizi gücendirenlere dua ediniz, size nefret duyanlara iyilik ediniz, size düşman olana muhabbet besleyiniz, böylece düşmanınız kalmayacaktır.
Sayfa 87
ruhunda ne bir sitem var ne bir öfke ne de bir pişmanlık..
Sayfa 69
Kesin kararlara ulaşma arzusuyla iyilik ve kötülüğün, gerçeklerin, düşüncelerin ve çelişkilerin sonsuz devinim içindeki uçsuz bucaksız okyanusuna atılmış talihsiz, zavallı bir mahluktur insan!
Sayfa 67
Yaşamda sıklıkla rastladığımdan buna alışığım; kalabalığın küstahlığı, farkında bile olmadan acımasızlığı da benim için bir yenilik değildi; fakat halkın fikrini savunanlar ne derse desin, bu kalabalık, her ne kadar yalnızca hayvani ve alçakça yönleriyle yakınlıkları olan iyi insanları barındırsa da, insan tabiatının zayıflığını ve katılığını gösteriyor sadece.
Sayfa 64
Reklam
Bu ne saçmalık, bu ne içinden çıkılmaz bir anlamsızlık!
Sayfa 64
Hayat sizi o denli aldatmış ve ahlaksızlaştırmış ki, sevdiğiniz tek şeyle alay ediyorsunuz ve nefret ettiğiniz, sizi mutsuz eden şeyi arıyorsunuz.
Sayfa 64
Yazık senin aklına, yazık o arzuladığın mutluluğa, ne istediğini bilmeyen zavallı bir mahluksun sen..
Sayfa 64
Bu insanların hepsine bu dünyada yaşamak öylesine sakin, rahat, temiz, kolay geliyor, hareketlerinde ve çehrelerinde başka bir yaşama karşı öylesine bir kayıtsızlık görülüyor ve kapıcının kenara çekilip onlara eğilerek selam vereceğinden, kapılar açılınca temiz, rahat yataklar ve odalar bulacaklarından, bütün bunların böyle olması gerektiğinden öyle eminlerdi ki, buna sonuna kadar hakları olan bu insanlarla, gezgin, yorgun belki de aç, kendine gülen kalabalıktan utanarak kaçmış şarkıcıyı karşılaştırmadan edemedim...
Sayfa 52
Yaşamın tüm karmaşık ve gelişigüzel yansımaları benim için bir anlam ve güzellik kazandı aniden. Ruhumda hoş kokulu taze bir çiçek açıverdi sanki. Bundan bir dakika önce dünyadaki her şeye karşı hissettiğim yorgunluk, dalgınlık ve kayıtsızlığın yerine, aniden bir sevgi ihtiyacı, eksiksiz bir umut ve nedensiz bir yaşama sevinci hissettim. "Neyi istemeli, neyi arzulamalı?" dedim kendi kendime geyriihtiyari, "işte o güzellik ve şiirsellik dört bir yandan sarıyor seni. Var gücünle derin bir nefes al, doyasıya yudumla havayı, keyfini sür, başka ne ihtiyacın var! Hepsi bir nimet, hepsi de senin..."
Sayfa 47
6bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.