Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Halil Serkan Öz'ün öğrencilerine miras bıraktığı okuma listesi
1. Karamazov Kardeşler | Fyodor Dostoyevski  2. Yeraltından Notlar | Fyodor Dostoyevski 3. Savaş ve Barış | Lev Nikolayeviç Tolstoy 4. Kroyçer Sonat | Lev Nikolayeviç Tolstoy 5. Madam Bovary | Gustave Flaubert 6. Aşk Üzerine | Stendhal 7. Kayıp Zamanın İzinde | Marcel Proust 8. Körleşme | Elias Canetti 9. Bulantı | Jean Paul Sartre 10. Yabancı |
- Eskiden: Arkadaş olma kriteri aynı mahallede olma veya aynı okulda olmaydı. + Şimdi: Takipçilerinin sayısına göre. - Eskiden: " Bu kız veya erkek bana bakmaz çok zengin " derdik. + Şimdi: " bu kız veya erkek bana cevap bile vermez " Bak kaç bin takipçisi var der olduk. - Eskiden: Arkadaş yiyeceğini paylaşınca mutlu
Reklam
Teknoloji, sokakları yendi..
Çocukluğumuzun en afili günlerini geçirdiğimiz mahalle araları derin bir sessizliğe gömülüverdi bir gün. Teknolojinin karşı konulmaz ilerleyişine birer birer yenik düştü sokaklar. Önceleri birbirimize anılar anlattığımız kaldırım taşları, şimdilerde öksüz ve yetim kalmış durumdalar. Bir tek çocuğa bile aç oracıkta belediye tarafından yenileriyle değiştirilmeyi bekliyorlar. @0merserkan
Kronolojik Kitap Potpurisi-2 (1 Yıllık Okumanın En Absürt Hikayesi-2)
#191045458 devamı... 2023 yılının ilk günlerinde
Martıları Seven Adam
Martıları Seven Adam
‘ı uyku tutmamış, yatağında dönüp duruyordu. Çünkü onu martılardan daha mutlu eden tek bir şey vardı, o da Fransız Teğmenin Kadını Patrice’ydı ve onu düşlerken gözüne uyku girmiyordu. Hava aydınlanırken
1000K MAHALLESİ
Şimdi aklıma düştü, 1000K mahellesi olsa da biz de orada yaşasaydık nasıl olurdu diye. Hayal değil mi Kınalı Adası gibi bir yer olsun. Rıhtımında kocaman çınarların altında da herkese açık kütüphane ve kahvehane tarzı bir yer ki sohbetler kitap tartışmaları burada yapılsın, tiyatro ve sinema gösterileri de burada yapılsın oldu olacak burayı da ben
2X2=1
Okulda sürekli iki kere iki nedir diye sorarlar ve herkes dört diye cevap verir. ben sürekli düşük not alırdım çünkü iki kere iki birdir benim için. Benim için dudak, diş, dil, çene dört degil. bunlar sadece birdir. ağızdır ve hep beraber çığlık olur. Benim için iki ayak, iki bacak 4 parca değildir. onlar beraber çalışır ve bedeni olusturur. tektir. Sokak, cadde, mahalle, ev; bunlar 4 değil; bunlar ayni şehri oluşturur, birdir ve zengin, fakir orda yaşar. Benim için kök, gövde yaprak ve dal ayrı değil, tektir. ağaçtır. Benim için aşk, güzellik, estetik, ve uyum dört değil. bunlar bir araya gelerek aşık olduğun kişi olur. tektir. Ben sadece şunu bilirim: bedenimi bin parçaya ayırsalar, bin kurşun sıksalar bana ve beni katletseler bile, kürdistan dört parça değil tek parçadır. kürdistandır. Bu yüzden iki kere iki birdir dedim . - pêşawa qazî muhammed (Mahabad kürt cumhuriyeti devlet başkanı)
Reklam
Yıllar önce bir makale okumuştum. Makalenin özeti şuydu: Medya aracılığı ile gündeme gelen herhangi bir suç gündemde kaldıkça o suça eğilim artar. Bununla ilgili kırık cam teorisi de var. Polis okullarında öğretilir genelde. Peki nedir kırık cam: Herhangi bir binanın bir camı kırıksa diğer camları da kırmaya meyillenir mahalle sakinleri. Bu yüzden polisler asayişi önceden sağlar ve o ilk camın kırılmasına izin vermez. Almanya bu konuyla ilgili şöyle bir önlem almıştır. Mesela; bir yaralanma olduğunda, cinayet olduğunda veyahut herhangi başka bir suç işlediğinde medya derhal oraya akın etmez. Suç gündeme gelmez her fırsatta. Fakat bizim ülkemizde bu durum tam tersidir. Hatta bunun üzerine gündüz kuşağı programlar var, reytingte hatrı sayılar sonuçlar alan. Suçu gündeme taşımayı bırakın gündemden düşürmüyoruz. Sorum şu; sizce ülkemizde izlenen, suçu kameralarla belgeleme, gündemde tutma politikaları doğru mu? İkinci olarak sizce suç gündemde kaldıkça gerçekten o suça yönelim artıyor mu? ⚠ (Lütfen sırf yorum yapmak için yorum yapmayın)
Kaybolan Devran - ARALIK 2021'de baskıda...
''Adım Devran. Yeryüzünü, gökyüzünü ve dönen koca kâinatı içime sığdırırcasına, küçük bir mahalle ya da semtte kaybolanlar bile varken koca devranda kaybolabileceğime aldırmadan koymuş adımı annem ve babam. Adım Devran. Bir yanlış anlaşılma sonucu bu ilk kayboluşum. Yanlış anlaşılmayı ararken kendimi ilk kaybedişim. Her türlü iyi şeyi bir insana atfederken ilk âşık oluşum. Aşk; yanlış anlamaktı. Ve bir kadını anlamadığınız zaman en iyi ihtimalle ona âşık olurdunuz. '' Kaybolan Devran -
Çağlayan Aslan
Çağlayan Aslan
Lise Yılları, Yarım Simit, Yarım Kalan Namaz...
Sabah ofise gelince çalışan arkadaşlarımızın birisinin masasındaki yarım simidi görünce aklıma geldi lise anıları. Yarım simitle lise anısı mı olurmuş demeyin ha, nele neler. Anlatayım efendim. 1990’lı yılların ilk yarısına denk gelir benim lisede okuduğum yıllar. ( O zaman doğan çocuklar şimdi otuzuna gidiyor ya, amanın! ) Ordu’da Teknik
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.