“Ama anne çocuğum ben” diyebildim ağlamadan bir adım önce.
“Ben çocuğum diyebiliyorsa, o çocuk büyümüş demektir. Sen hiç ben deliyim diyen birini gördün mü? Deliler deli olduğunu bilseler deli olurlar mı?
Herkese Merhaba,
Öncelikle bu kitaba bayıldığımı söyleyerek başlamak istiyorum incelememe. Kitap o kadar sade ve içten yazılmış ki okurken hep kendimden bir şeyler buldum satırlarda.Çocukluğunda yaramazlık yapmayan, ne bileyim çete kurmayan (en azından girişimde bulunmayan ya da buna yeltenmeyen) yoktur aramızda. İşte bu kitapta çete kurarak mahallede söz sahibi olmaya kalkışan üç sıkı arkadaşın hikayesi anlatılıyor.
E tabi hikaye 90'lı yıllarda geçince de insana inanılmaz keyif veriyor. O yıllarda popüler olan şuanki oyun konsollarının atası Amiga'dan bahsediliyor oluşu bile çok güzeldi.
Kitapta öyle satırlar vardı ki kahkahalar atarak okudum.Baştan sona mizah ( ki çocukluktaki masumiyetin o saf hali gibi ) dolu olan macera, kitabı bir solukta bitirmenizi sağlıyor.
Kitabı okurken çok eğlendim ve çocukluğumdaki güzel anıları tekrar tekrar hatırladığım için mutlu oldum. Herkese tavsiye ederim.
Keyifli okumalar :)
"Yüzüklerin Efendisi ile kıyaslanabilecek tek şaheser kurgu romandır''
Arthur C. Clarke bu sözü Dune için söylemiştir. Sevdiğim kitapları kıyaslamayı pek sevmem, eskiden çok yapardım ama gün geçtikçe bu bana saçma gelmeye başladı; ancak yukarıdaki geçen söze ben katılıyorum arkadaş! Hem de takıntılı bir yüzükçü olarak.
Neden katılıyorum?
"Ulan bana neyin yakışıp neyin yakışmadığını söyleme!"
Birinin sana bunu sürekli söylemesi lazımmış be ismet. Paris Hilton gibi auran vardı. Başıboş bıraktık mı Yıldız Tilbe'ye dönüyordun.
Yazarın okuduğum ilk kitabı ve galiba mahalleden arkadaşlar kitabı da bu karakterlerin aynısıyla yazılmış bir kitap. Onu okumadım ama kesinlikle okumayı çok isterim: )
Sevgili Selçuk Aydemir; lise yıllarına bizi götürüp, ergenlik hallerine hep beraber gülüp, lise yıllarında dost kazığı nasıl olurmuş bunu yaşatıp kitapla bizi içselleştirdiğin için teşekkürler: ) Gerçekten okurken o kadar keyif aldım ki kahkahalarım kitapla birlikte bana eşlik etti :) Söylemeden geçememm gerçekten yazarın değişik bir zekası ve espri anlayışı var okurken çok net anlaşılıyor. Böyle üst üstüne ağır kitap okuduğunuzda şöyle hafif bir şeyler okuyayım derseniz, "Liseden Arkadaşlar" sizi bekliyor olacak :) Okurken oturmuş da Selçuk Aydemir ile lise yıllarınız üzerine muhabbet ediyormuş hissine kapılacaksınız. 37 yaşındaki bir insanın 15 yaşındaki ergenlik zamanlarına gitmeniz size keyif verecektir :) Selçuk, Ismet, Mete, Serkan hepsiyle tanışın iyiki diyeceksiniz. İyi okumalar: )
Selam arkadaşlar Peyami Safa'nın Server Bedi takma adıyla yayımladığı eseriyle geldim. İsmi çok tuhaf geldi önce fakat içeriği oldukça güzel bir eser.
Safa’nın birçok eserinde işlediği genel tem bu romanda da söz konusudur: Doğu-Batı ikilemi. Karagümrüklü Deli Cemile eserimizin baş kahramanı. Tek istediği oturduğu mahalleden taşınıp güzel
hayatımda ilk defa, daha ilk elli sayfada kahkahalar atarak okuduğum bir selçuk aydemir kitabı. bitirmeden yazayım dedim dayanamadım. yavaştan almaya karar verdim çünkü sadece 222 sayfa. okuyun, okutun.
bugün kardeş pay'ıyla devam edeceğim selçuk aydemir'e. zira kitabın bitmesini istemiyorum.
çok önemli not: bu kitabın telif geliri koruncuk' vakfına bağışlanacakmış. helal sana. adamsın.