240 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı okumaya başladığım günün sabahında namaza kalkınca içimde bir yerde "tokat" kelimesini buldum; mecazî bir toplu iğneyle ruhuma tutturulmuştu sanki. Hem gerçek hem de mecaz anlamıyla o kadar sık kullandığımız, gerçek ve mecaz anlamıyla hayatın akışında o kadar çok maruz ve karşı karşıya kaldığımız, gerçek ve mecaz anlamıyla öznesi
Acabaibü'l-Acaibat
Acabaibü'l-AcaibatMuharrem Sevil · Büyüyenay Yayınları · 20191 okunma
418 syf.
10/10 puan verdi
Daha ilk sayfada gözlerim dolmaya başladı. Konuya tam hakim olmasam da az çok biliyorum kitapta anlatılan hikayeyi. Duygusal olarak kırılgan bir dönemimde okuduğum için yaşananlar beni çok üzdü ve ağlattı. Yaşananlar diyorum çünkü bu kitap biyografi türünde. Yaşları birbirine yakın, aynı mahallede, aynı eksikliklere sahip, aynı yoklukları görmüş
Suskunlar
SuskunlarLorenzo Carcaterra · Artemis Yayıncılık · 2012275 okunma
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
"Bana verdiğin bütün kitaplarda hep o hikayelerin kahramanları sen ve bendik. Ama en çok ben aşıktım. Hem de seni ilk gördüğüm andan beri aşığım sana. " Herkese merhabalar. Bugün sizlere çok severek okuduğum Zamanın Yankısı kitabı ile geldim. Kitap yazım dili olarak çok akıcı. Bir gün içinde okuyup bitirilen bir kitap. Ve bu kitabı okurken ters köşeye hazır olun. Hayatımın şokunu yaşadım bir an Konusuna gelecek olursak; Kitap ilk önce 80'li yıllarda geçiyor. Eser'in çocukluk aşkını okuyoruz ilk önce. Müzeyyen o zamanlar Kastamonu'dan İstanbul'a üniversite okumak için abisiyle geliyor. Eser ilk görüşte aşık oluyor ve sürekli Müzeyyen'i okul dönüş saatinde durakta bekleyip onunla beraber mahalleye yürüyor. Bu sıralar da Eser 12 yaşında. Müzeyyen'den Fransızca dersleri almaya başlıyor ve kurduğu hayaller gerçek oluyor diye çok seviniyor. Ta ki Müzeyyen mahalleden taşınana kadar... İlk başta mektuplar devam ediyor ve Müzeyyen'in evleneceği haberini alıyor ve çok üzülüyor. Bu evlilikten dönmesi için ona mektuplar yazıyor ve cevap alamıyor. Bir gün bir gazatenin 2. sayfasında Müzeyyen'in ölüm haberini görüyor ve yıkılıyor. Müzeyyen bir kadın cinayetine kurban olmuşBundan sonra çok yıkılıyor. Hayatına giren çıkan oluyor ama hiç birinde Müzeyyen'i bulamıyor. Ta ki kütüphanede ki kızı görene kadar... Ve reklam arası diyorum Bundan sonrasını okuyup görmenizi isterim. Çok üzüldüğüm yerler oldu. Bu kitaba acilen bir şans verin asla pişman olmazsınız
Zamanın Yankısı
Zamanın YankısıSerdar Çatak · Martı Yayınları · 202438 okunma
405 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Her sayfası yeni bir şaşırtmaca!
Jean-Christophe Grangé tüm eserlerine henüz okumadan 'bu harikadır' gözüyle baktığım az sayıdaki yazarlardan biridir. Kütüphanede yine ismini görür görmez hemen aldığım ve öncesinde hiçbir bilgimin olmadığı bir kitaptı. Kitabın konusuna gelince genç polis yüzbaşısı olan Paul'un, Fransa'da bulunan bir Türk mahallesinde sebebi ve kimin yaptığı bilinmeyen üç cinayetin peşine düşer. İlk başta tamamen bir seri katilin sebep olduğunu düşündüğü, bu aynı mahalledeki cinayetler sandığından başka bir gizi barındırmaktadır. Yanına yardımcı olarak aldığı emekli polis Schiffer ile bu cinayetlerin sebebini çözmeye çalışırlar. Öte taraftan Anna Heymes; son 6 aydır yaşadığı aşırı unutkanlık problemleri, halüsinasyonlar, ve en büyük problemi olan: Bazı yüzleri tanıyamama ve tanımadığı yüzleri ise bir yerlerden tanıdık olarak hissetme sorunları ile karşılaşmakta ve bunun sebebini irdelemeye çalışmaktadır. Paul, emekli polis Schiffer, Bozkurtlar, tıbbın karanlık tarafları, uyuşturucu ve yalandan bir hayat... Kitap Türkleri ele alarak bir şaheser ortaya koymuş. Kitap konusunu tam olarak yazmak içimden gelmedi çünkü konuyu irdeledikçe kitabın tamamını anlatmak gerekiyor. Tamamen ayrı görünen iki ayrı hikaye tam olarak bir bütün olarak devam etmiş. Asla okumaktan pişman olmayacağınız ve okuyunca da Türkler hakkında böylesine bir bilgi sahipliğine, böyle bir hayal dünyasıne, ve yazarın konuyu bağlama yeteneğine hayran olacaksınız.
Kurtlar İmparatorluğu
Kurtlar İmparatorluğuJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20048,8bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Marina, küçük bir kasabanın kütüphanesinde çalışıyordu. Her sene bir düşünce üzerine yoğunlaşır, bu düşünceyi projeye dönüştürür, kütüphaneye gelen çocuklar ile birlikte bu projeyi gerçekleştirir yepyeni şeyleri eğlenerek keşfederlerdi birlikte. Biyografi... Sadece ünlülerin olmamalıydı değil mi? Her yaşam bir tarihti aslında. Yaşayan her insan, yaşam öyküsünün yazılmasını hakederdi ancak çocukluk dönemi kadar üretken, canlı ve hareketli geçen , beynin ve bedenin en hızlı olduğu bu dönem kesinlikle hatırlanmalıydı. Ama hepimiz bu dönemde yaşadıklarımızı, ilk sözcüklerimizi, nasıl bir çocuk olduğumuzu öğrenebilmek için başkalarının belleğine ihtiyaç duymaz mıyız? İşte Marina bunları çocuklarla paylaşarak ikişerli gruplar halinde çocukların birbirlerinin yaşam öykülerini yazmasını ister... Birbirinden çok farklı görünen Aziza ve Beata' da bu proje ile birbirlerini tanıyacak, anlayacak, fark edeceklerdir benzerliklerini ve farklılıklarını. Bu projeye bayıldım, her sınıfta yapılması gereken bir etkinlik bence. Böylece her çocuk birbirini daha iyi anlayabilir belki. Benim çocukluğumda bunlara pek gerek kalmazdı. Aynı mahallenin çocuklarıydık çünkü, hepimizin ailesi birbirini tanırdı. Ama şimdi durum çok farklı, her çocuk birbirine yabancı.. "Ben ve Sen" ile Aziza ve Beata'nın yaşam öykülerini öğrenirken, birbirimizi nasıl anlayacağımızın yolunun da aslında çok kolay olduğuna rehberlik eden harika bir kitap.. * 8-9 yaş üzeri
Ben ve Sen
Ben ve SenGiusi Quanrenghi · Günışığı Kitaplığı · 201523 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Selçuk Aydemir'in senaristliğini ve yönetmenliğini pek severim. Kardeş Payı, İşler güçler, Çalgı Çengi gibi yapımlarını severek izlemiştim. Kütüphanede bu kitap elime geçince açıp bi hızlıca göz gezdirdim. Önsözünde çocukken Ferhan Şensoy'un kitapları ile tanışıp, bir iki gecede külliyatın büyük bölümünü okuyarak hayran kalıp, büyüyünce ben bundan olucam sözlerini okuyunca kitabı okumaya karar verdim. Okuyunca da gördüm ki pek akıcı bir dille pek tatlı bir hikaye anlatıyor Selçuk. Yaptığı mizah Ferhan Usta kadar güldürmese de ona yakınsıyor. Zaten kendi de böyle söylüyor, beğenmezseniz beni Ferhan Abi'yi okuyun, neyi becerememişim görün diyor. Hoş Ferhan Şensoy ayrı bir çıta. Onu yakalamak kime nasip olabilir ki? Ferhan Şensoy'dan ziyade bir Umut Sarıkaya havası yakaladım kitapta. Özellikle Selçuk'un ailesi ile olan diyalogları sürükledi beni o tarafa. Kitaptan alıntılar yapmadım ama keşke o çok güldüğüm yerleri alıntılasaymışım diyorum şimdi. Neyse, şu alıntı özelliğini daha efektif kullanırsam iyi olacak, vesselam.
Mahalleden Arkadaşlar
Mahalleden ArkadaşlarSelçuk Aydemir · Sayfa 6 Yayınları · 20154,593 okunma
Reklam
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.