Sivil itaatsizlik kavramı, Eski Yunan'da anlam bulur. Bir diğer ismi de "pasif direniş" tir.
Sivil itaatsizlik, sivil yönetim tarafından uygulanan yasaların özüne uyarak yasalara riayet etmeme, karşı koyma anlamına gelmektedir. (Vikipedi)
Farklı yöntemleri bulunmaktadır. Ölüm orucu, boykot, imza toplama, kendini ihbar gibi..
Konuya siyaset denir hatta felsefe, tarih birlikte. Aslında hepsini barındırıyor kitap. Benim için okuması zordu. Kitap 2 bölümden oluşmuş diyebiliriz. Birinci kısım Thoreau'nun görüşleri, 2.kısım da Gandhi'nin felsefesi. Çevirmenin ön sözü ne kadar yalın, anlaşılır ve sürükleyici ise diğer kısımlar bunun tam tersiydi. Karmaşık cümleler, insanı yorucu paragraflar ve bir türlü bölüm sonuna gelinemeyişler. Gandhi kısmına biraz aşina olunca okuması daha keyifli oldu benim için ama Thoreau yeni bir keşifti. Tarihteki özgürlük hareketlerinin şekillenmesinde etkili olmuş fikirler. Her ne kadar bu tür konularda okumayı sevsem de beni gerçekten zorladı.
Amerikalı yazar Hanry David Thoreu'nun, 1848 de Concorde Lisesi'nde ilk müsveddelerini okuduğu manifestosu. Eser, bir makale değil aslında bir nutuk. Thoreau'nun bu eseri siyasi tarih açışından önemli. Yaşadığı dönemde siyasal iktidarın kölelikle, insan hakları ihlalleriyle, savaşla ilgili tum icraatlarına karşı sade bir birey olarak mücadele etmenin yollarını arayan Thoreau, ödeyeceği her kuruş verginin masum insanların canına kastedecek bir kurşuna yatırılacağı gerekçesini ilan ederek vergi vermeyip, vergi kaçakçılığı suçlamasına maruz kalırken, içimizdeki düşmana karşı şiddet icermeyen pratik bir yolun önünü açmıştır. Yine bu kitapta sivil itaatsiliğin ve pasif direnişin peygamberi Mohanda K. Gandhi'nin yazılarını ve bir kısım yazar, hukukçu ve filozofun sivil itaatsizlik üzerine görüş ve analizlerini de iceriyor.
172 sayfalık kitabın ilk 500 sayfası falan önsöz-sonsöz-giriş-çıkış, çevirmenin demek istedikleri, ikinci baskının önsözü, sonraki önsözler, önceki sonsözler, cart curt bölümlerini ihtiva ettiğinden kitabı yazan adamın sadeliğinden bahsederken ben nasıl karmakarışık kelime kazanının içine düştüğümü anlayamadığım için suçluyum bağışlayın...
Gandhi, tüm zamanların en etkili insanların birisi şüphesiz ki. "Pasif Direniş" düşüncesini yapılandırmasının yanında düşüncelerini hayatının olağanüstü anlarında tavizsiz uygulama cesareti hayranlık uyandırıcı.
Victor Hugo'nun da dediği gibi;
"İyi insan olmak kolay, zor olan adil olmaktır."
Adil bir insan olmanın cesareti gerçekten inanılmaz. Beni en çok etkileyen iki kısım oldu. Birincisi; çocuğunun hastalandığı ve ölmek üzere olduğu anda bile etyemezlik eyleminden taviz vermeme cesaretiydi. İkincisiyse; eşinin ölümün eşiğinde olmasına rağmen etyemezlik konusundaki kararlılığı ve o anda doktorun evinden çıkarak zorluklar içerisinde hayati sorunlarını çözmeye çalışmaları ve birlikteliklerinin gücü. Aynı zamanda kendi sağlığı söz konusu olduğunda da ölüm riski olmasına rağmen etyemezlik konusundaki kararlığı çok etkileyici.
Gandhi'yi daha yakından tanırken insanın utanç duyması ve hayatındaki önemli konularda cesaret isteyen kararları verebilme gücüne ihtiyaç duyduğu hissi, kendisini çok yoğun hissettiriyor.
"Okuduğuma pişman olur muyum?" sorusu bu eser için söz konusu değil. Tam aksine uzun vadeli bir yaşam modeli kurgulama sürecindeyseniz size çok daha fazla yardımcı olabileceğini söyleyebilirim. Keyifli okumalar dilerim.
“Hindu kutsal metinleri ve Kuran, şiddeti hiçbir zaman onaylamamıştır. İsa, yeryüzündeki en büyük pasif direniş örneğidir. İnsana yaratma gücü bahşedilmemiştir, bu yüzden de en ufak bir canlıyı bile yok etme hakkı yoktur. Kötülere karşı dahi kin ve kaba davranış sergilememelidir, ama bu kötülere müsamaha göstermek anlamına gelmez. Kimsenin kimseyi fiziksel güçle kendi yoluna yöneltme hakkı yoktur. Buda’nın öğütlediği en temel felsefeler, nezaket ve sevgidir. Yeryüzündeki tüm peygamberler insanları ıslah etmiştir ve kullandıkları yöntem kanlı olmamıştır.”
Bu kitabın kapağındaki her noktasından bir şeyler anlayabilen, içindekilerin her cümlesinde bir zihin açıcı kişisel ego kontrolünü anlayıp ele geçirebilir.. Dili ağır bir kitap ama toplumların yaşadığı ağır travmaları, anca ağır bir üslüpla anlatabiliriz, yazarda böyle yapmış..
Çevirmenin fazla samimi olması dışında , okuyucuya anlatabilmenin pek çok yolunu sunmuş.