Aziz Şehitler Ruhunuz Şad Olsun
01. ABDULLAH TAYYİP OLÇOK 02. ADİL BÜYÜKCENGİZ 03. AHMET KARA 04. AHMET KOCABAY 05. AHMET ORUÇ 06. AHMET ÖZSOY 07. AKIN SERTÇELİK 08. AKİF ALTAY
Ömrümün Defteri Böyle Kapansın
Bu iletimi değerli https://1000kitap.com/osmanyalciner ' e ithaf ediyorum. Bu fukara sadece edebiyat değil, sinema hastasıdır aynı zamanda. Dolayısıyla artistlerin de. Evini bilmediğim artist çok azdı bir zamanlar. Bayramlarda evlerini ziyaret eder el öperdik. Zeki Müren’e Cağaloğlu yokuşunda rastlamıştık. Arabasının önüne attık
Reklam
* Ankara’yı sevmek, evcilleşmiş bir vahşi hayvanı sevmek gibidir, her an dönüp ısırabileceğini bilerek. Ankara’yı sevmek, şehirde sevilecek tek şeyin Ankara olduğunu bilmektir. Minibüse dolmuş, üst geçite köprü, çamaşır suyuna ozon demek, kapıcıyı kravatlı, mebusu eşofmanlı görmeyi yadırgamamaktır. Kar toplayan kırmızı kara - ayaz gecelerinde, soğuğa mukavemetin nafile olduğunu bilmek, kendini ona teslim etmektir Ankara’yı sevmek.
Sayfa 123 - Can yayınlarıKitabı okudu
ESİR, YORGUN, YALNIZ, YERLİ VE ONURLU BİR ADAM: KEMAL TAHİR
Türk düşün ve yazın hayatının seçkin isimlerinden olan Kemal Tahir, 15 Nisan tarihinde İstanbul Vezneciler semtinde, İsmail Kemalettin adıyla dünyaya geldi. Kimliğinde 13 Mart olarak görünen doğum tarihi, 1917 yılında yapılan takvim değişikliğinden kaynaklanan bir yanlışlığın sonucudur. Babası 2. Abdülhamit'in hünkar yaverlerinden ve baş
Terzim olur musun? Yırtıldı orta arkasından gönül elbisem Dikemedim, dikilmiyor Ne ince bir iğne Ne beyaz bir iplik Yırtık pırtık gecelerim Delik deşik düşlerim Yamanamadım dünyaya
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 30 hours
Okuyun beya..
Öykü okuyayım diyorsunuz. Ama güzel yazılmış öyküler olsun. Çalayım yazarın kapısını: “Annesi evde yok, komşuya kadar geçmiş, lazımsa çağıracak çocuklar” açmasın kapıyı. Hemen bulalım istediğimizi. “Her evin kafa kağıdı sayılabilecek bir kokusu vardır hani. O koku orasıdır, bi orası öyle kokar.” Okuduğumuz öykülerden de yazarın kaleminin kendine has, sizi sevimsiz sürprizlere sürüklemeyen kokusu gelsin. Tanıdık bir yere geldiğimizi bilelim. Oturma odasından, mutfaktan çıkıp sizi karşılamaya gelen karakterler kişilik sahibi insanlar olsun. Hepsi kendi coğrafyasının, kendi çağının, kendini yaşının insanı olsun. Oturup iki kelam edince sohbet tadından yenmesin. Tanış olduğunuz, iki lafın belini kırdığınız karakterlerin rol aldığı öyküler öyle olsun ki, güzelliği okuruna göre değişmesin kardeşim. Güzelse güzel olsun. Misal cebinizde beş kuruşla binmişsiniz bir taksiye, “abi Bandırma’ya ne alırsın?” demişsiniz, sizin beş kuruş yetsin Bandırma’ya kadar. Götürsün sizi varmak istediğiniz yere. Gittiğiniz yerde el mecbur azıcık hüzün de olsun, ama azıcıktan daha fazla umut olsun. Misal hep kara bildiğiniz Haydar’lar mavi çıksın. Hem, nolur sanki, kanatlarımız da olsun be. Azıcık havalanalım, hafifleyelim. İnsana yaşadığını hissettiren yaz akşamlarının tadı damağımızda kapatalım kitabın kapağını. Öyküler bitti. Midemize yumruk atmasınlar, yürekte ağırlık yapmasınlar. Fıydırıp gidelim. Sonra da canıma değsin, iyi ki de okudum diyelim. İşte, böyle bir şey Mahir Ünsal Eriş okumak.
Olduğu Kadar Güzeldik
Olduğu Kadar GüzeldikMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 20212,969 okunma
Reklam
… Mücadele benim yaşam biçimim olmuş artık . Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan.
Sayfa 26 - Can yayınlarıKitabı okudu
Sobalı Ev
Yorganların altından çıkmadan oturuyoruz bütün akşam. Ödümüz kopuyor çişimiz gelecek diye. Suyu bile yanımızda tutuyoruz, Allah korusun, mutfağa gitmek zorunda kalmamak için. Soğuk ki ne soğuk.
Sayfa 25
Terzim Olur musun? Yırtıldı arka ortasından gönül elbisem Dikemedim, dikilmiyor Ne ince bir iğne Ne beyaz bir iplik Yırtık pırtık gecelerim Delik deşik düşlerim Yamanamadım dünyaya
Hayat, insanı en çok kestirilemez oluşuyla yoruyor.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.