Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mahmud Derviş / Gazze İçin Sessizlik
Siyonizmin hiçbir suçu yok ki. Onun yaptığı tek şey, vatanı olmayan bir halkı, halkı (ve hatta hakkı )olmayan bir vatana kavuşturmak...
Mahmud Derviş / Gazze İçin Sessizlik
-Niye sessiz ölmüyorsun? -Çünkü sessiz ölüm alçak bir hayat demektir.
Reklam
Niye sessiz ölmüyorsun? -Çünkü sessiz ölüm alçak bir hayat demektir.
kim bilir belkide şu çakıl taşları kalbimin taş olmuş halidir, değilsede belki alışmışımdır kaybolmama sebep olan kayıp şeyleri aramaya, başkaldırımın kanıtı arayışa çıkmamın ta kendisidir, kayıplara karışmaya karşı koymamdır, bu arayışın başka bir anlamı ise : kaybettiğimi bulamadıkça ben de kayıbım demektir. "
144 syf.
·
Puan vermedi
1941'de Filistin'in Akka şehrinin Berve köyünde doğan Arap şiirinin önemli isimlerinden Mahmut Derviş, henüz 7 yaşındayken işgal edilen köyünü terk edip Güney Lübnan'a mülteci olarak yerleşti. Savaşın şiddeti durulunca geri dönen Derviş, doğduğu köyün yok edildiğini gördü. Başka bir köye göç etmek zorunda kaldı. Ama bu defa da "ülkeye kaçak yollardan girdiği" gerekçesiyle ikamet verilmeyince kendi ülkesinde mülteci durumuna düştü. Onun başına gelenler BM Taksim Kararı sonrası Filistin halkının çoğunluğunu kapsayan bir durum haline geldi. Bir halkın yarıdan fazlası başka ülkelerde ve kendi ülkesinde mülteci olarak yaşamak zorunda kaldı. Dünyanın gözü önünde, dünyanın sessizliği içinde... Bu kitapta Mahmud Derviş'in samimi açıklamaları, düşünceleri yer alıyor.
Gazze İçin Sessizlik
Gazze İçin SessizlikMahmud Derviş · Özgür Yayınları · 200956 okunma
— Baba, ne yapıyorsun? — Bu gece kalbim düştü de, onu arıyorum. — Onu burada mı bulacaksın? — Ya nerede bulacağım! Toprağa eğilip onu tane tane topluyorum, haziran ayında fellah kızları zeytinleri tane tane topluyor ya, ben de kalbimi işte öyle tane tane yerden topluyorum. — Ama senin topladığın şey çakıl taşı, baba! — Olsun, hafızayı ve zihni zinde tutar bu. Kim bilir? Belki de şu çakıl taşları kalbimin taş olmuş halidir. Değil­se de belki alışmışımdır kaybolmama sebep olan kayıp şeyleri aramaya. Başkaldırımın kanıtı arayışa çıkmamın ta kendisidir. Kayıplara karışmaya karşı koymamdır. Bu arayışın başka bir anlamı ise: Kaybettiğimi bulamadıkça ben de kayıbım demektir.
Sayfa 7
Reklam
— Kalbime benzeyen taşlara rastlıyorum; onlardan kelime üretiyorum. Ateşli parmaklarımla, beni ırak mem­leketime ulaştıran, onunla konuşturan sözcükler yaratı­ yorum. Dil oluyoruz, somutlaşan ve şekil veren bir dil.
Sayfa 7
— Konuşuyorum ama söylediklerimi anlamıyorum. Konuştuğum kadın, yeni bir gurbet oluveriyor.
Sayfa 7
— O dönemde hezimet ne demekti senin için? — İstediğim bir şeyin gerçekleşmemesi. Başladığım bir şeyi tamamlayamamam.
Sayfa 8
Akka’nın bana bıraktığı ilk buruk hatıraydı bu. Ora­da hep, bulamadığım bir şey aramışımdır. Annemi ara­dım, köydeki evimize dönmüştü. Seneler sonra sevgilimi aradım. O da başka biriyle evlendirilmişti. İş aradım, yok­sulluğa düştüm. Halkımı aradım, hapse atılıp utanma nedir bilmeyen subaylarla karşılaştım. Hayal kırıklığımın, başarısız başlangıçlarımın kenti Akka, surlarını yılların kemirdiği, dünyanın sonunda bulunan bir şehir işte.
Sayfa 9
Reklam
Asıl önemli olan vatandan mahrum bırakılanların va­tanı olduğunu bilmektir. Belki de vatanımız inkâr edile­meyecek kadar gerçek ve güzel olduğu için kendimizi şanslı saymalıyız. Güzelliği içinde acı veren bu halini, onun üzerine yüklediğimiz mahrumiyetimizden almıyor. O, gerçeğiyle düş, düşüyle gerçektir. Biz bir çölün hasreti­ni çekmiyoruz. Biz bir cennetin hasretini çekiyoruz. Ken­dimize ait bir yerde insan olmak, insanlığımızı yaşamak istiyoruz.
Sayfa 10
— Çocukluğun seni bir mekâna bağlamıyor. Doğdu­ğun mekân her zaman vatanın olmayabilir. Orada doğmuş olman toplumsal ve doğal bir temelin üstüne kurulmuş ol­malı. Doğumun sırf bireysel ve suni bir olguysa, mekân da sadece bir tesadüften ibaret olur.
Sayfa 12
Sanki hacca git­miş gibiydim. Fakat Kâbe’mi bulamıyordum. Toprağı ne bu kadar acımasız kılar göçten başka?
Sayfa 19
554 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.