-Savaşmaktan başka bir çaremiz yok. Başka bir çıkar yolumuz yok. Savaşmadan ölüme teslim olmayacağız. Er meydanında ölmek, evinde oturarak ölmekten daha iyi.
- Baba, ne yapıyorsun?
+ Bu gece kalbimi düşürdüm de, onu arıyorum.
- Onu burada mı bulacaksın?
+ Ya nerede bulacağım! Toprağa eğilip onu arıyorum. Kasım ayında Fellah kızları zeytinleri tane tane toplar ya, ben de kalbimi işte öyle tane tane yerden topluyorum.
- Ama senin topladığın şey çakıl taşı, baba!
+ Olsun, bu da hafızayı ve zihni zinde
-Bir daha ne zaman buluşacağız?
-Hep yaptığın gibi, yüreğimin içine sığmayıp da dışarı çıkıp karşımda oturduğun zaman. Senden ricam fazla karşıma çıkmaman, çünkü hüzün ve saflık zaten hiç eksik olmuyor bende.
Vatan nedir? Öyle cevabını verip başka bir şeye geçilecek bir soru değil bu. Sadece vatan değil, hayatın ve davandır. Ondan önce ve ondan sonra o senin kişiliğindir. Dile kolay "Vatanım... Doğduğum yerdir..." demek. Doğduğun yere dönüp de hiç bir şey bulamadıysan ne oluyor? Sonra "Vatanım... Öldüğüm yerdir" demek de dile kolay gelir.
-Bir insan, çocukluğunu yok etmeye kalktığında intihar ediyor demektir. Sana ihtiyacım var, çünkü bir neslin tanıklığını yapıyorsun. Çok fazla çıkma ortaya, çünkü şehirler çirkinliklerle dolu ve birçok arkadaşım ölmektedir bu günlerde.
Ülkenin dışında kalanlar seni kıskanıyor çünkü sen vatanındasın ve onlar mülteci olarak başkalarının vatanında. Onlara, suyu görebilmenin susuza faydası olmadığını, aksine bu durumun buradakilerin içini kanattığını söylüyorsun.
Vatanından seni ayıran, sadece tek bir sokaktır. Onu geçtiğinde seni tutuklayıp, ülkeye kaçak olarak giriş yapmak ve devlet mülkünü tehdit etmekle suçluyorlar.
Yolun kenarında, kaldırımda dur ve kuru bir ağaç ol!
Seninle ölüm arasında sadece bir bıçak ucu var. Onlara bakıyorsun. Toprağını nasıl sürdüklerini görüyorsun, sabanları ciğerine indirip parçalıyorlar.
Acıdan ve öfkeden çığlık attığında seni Yahudi düşmanı ilan ediyorlar. Nehre uzak şiir böyle yazılır. Nehri geçmektense şiir yazıyorsun. Rahatlık içinde yaşayan eleştirmenler, senin alenen bildirmediğin tutumun ve görüşlerin için senden hesap soruyor. Bilmiyorlar ki alenen İsrail'in varlığını ret ve inkâr etmek, buradan atılmak anlamına geliyor. Düşmanlarını bu şekilde reddedersen, ülkedeki kendi varlığını reddetmiş oluyorsun. Bir şeyi nasıl dediğine çok dikkat ediyorsun, çünkü burada kalmak istiyorsun.
Böylece nehri geçmeyen şiirler yazmayı tercih ediyorsun. Zengin ve refah içinde yaşayan eleştirmenler seni vatana ihanet etmekle, düşmanların da antisemitizmle suçluyorlar.