Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gardiyan çıkıp kapıyı üstlerinden kilitleyince, Ramiz Efendi, Kamil Bey'in beklemediği bir şey yaptı, elini tutup öptü: - Aman rica ederim kardeşim! Ne yapıyorsunuz, rica ederim ... - Aslında yalnız sizin elinizi öpmedim, bütün kahramanların ellerini öptüm. lnönü'lerde ölenlerin... Sakat kalanların . . . Mahpus arkadaşların ... -Yutkundu- Beni bağışlayın! Duruşma­ larda yaptığım maskaralıklar için bağışlayın. !kinci lnönü müj­desi yetişmeseydi, bu heriflerin karşısında soytarılık etmeye gü­cüm yetmezdi. Beni ayıplamıyorsunuz değil mi?
Mahpus her şeye çabuk alışır, mahpus kalender olur...
Reklam
Kabahat, ey bu satırları heyecanla okuyacak arkadaş; senindir. Sen ve ben onları, yüzyıllardan beri bu yalçın tabiatın göbeğinde, herkesten, her şeyden ve her türlü yaşama zevkinden yoksun bir avuç kazazede halinde bırakmışız. Açlık, hastalık ve kimsesizlik bunların etrafını çevirmiştir. Ve cehalet denilen zifiri karanlık içinde, ruhları, her yanından örülü bir zindanda gibi mahpus kalmıştır. Bu zavallı insanlardan, sevgi, şefkat ve insanlık namına, artık ne bekleyebiliriz? Bu iklimin çoraklığı, ruhlarını kurutmuştur. Bu ıssızlık ve bu gurbet onlara müthiş bir egoizm dersi vermiştir. Onun için her biri kendi yuvasında bir kunduza dönmüştür.
Sayfa 131Kitabı okudu
Ruhumuz, kıyamet aşısıyla damgalı damar damar Kabilerde, eski taşlarda, mahzenlerde mahpus
İbrahim Sadri
bizim de yaşadığımız hayattır be kardeşim biz de soluk alıp vermedeyiz
Sayfa 211 - İletişimKitabı okuyor
Erbakan Hoca’nın devri bitmişti, artık gençlere bırakmalıydı koltuğunu, bırakılmayınca Erdoğan ve arkadaşları mecbur kalmıştı parti kurmaya, muhafazakârlar artık iktidar olmak istiyordu ve bunun yolu da demokrasiyi savunmaktan geçiyordu, Erbakan AB'ye karşıydı ama Erdoğan Türkiye'yi AB'ye sokacak isimdi, herkes için faydalı olan buydu, vb.
Sayfa 210 - İletişimKitabı okuyor
Reklam
Dakika bir gol bir. Hemen bir “Aman kimseye söyleme” Kürdüyle karşılaşmıştım. Adı İbrahim idi ve MHP'liydi. En azından bana söylediği buydu. Kürt ve MHP'li. Sinsi, güven vermeyen bir tipti.
Sayfa 203 - İletişimKitabı okuyor
"işte Kleopatra, Mısır'ın bir odasında mahpus,"
Sayfa 165Kitabı okudu
Çocukluğumuz
Annemin bana öğrettiği ilk kelime Allah, şahdamarımdan yakın bana benim içimde Annem bana gülü şöyle öğretti Gül, O'nun, O sonsuz iyilik güneşinin teriydi Annem gizli gizli ağlardı dilinde Yunus Ağaçlar ağlardı, gök koyulaşırdı, güneş ve ay mahpus
Sayfa 78
''Birey üzerine düşündüğümde onu, dizginlerini pek de eline alamadığı bir kaderin içinde mahpus görmeye meyilli oluyorum her zaman.
Reklam
Bu üç satırlık gazete havadislerinin içinde görebilen bir romancı için memleketin bütün insanları, evler, eşyalar, ihtiraslar, her şey; geçim dertleri, işsizlikler, mangalallı, mangalsız odalar, kilimli, kilimsiz merdivenler, Kur'an levhalı, Bayezit kulesi resimli koridorlar, bekâr odaları, kütüphanesiz bir tek gazetesiz evler, mektepten kovulmuş çocuklar, hiç mektebe gitmemişler, mektebe gittikçe, öğrendikçe geri geri gidenler, sıkı din terbiyesi almışlar, hiç almamışlar, kadın görmüş, görmemişler, kadına hak tanımış, tanımamışlar, öldürmüşler, yaralamışlar, isyan duymuşlar, atlatılmışlar, sevmişler, sevilmemişler, haklılar, haksız gibi görülen haklılar, haklı gibi görülen haksızlar, bu beş altı satırlık havadislerin altında, üstünde, içinde, dışında mahpus yaşayan insanlar..."
Sayfa 57
PKK söz konusu olunca gün ışığına çıkmamış çok sayıda "iç infaz" ve kuşkulu ölüm olayı olduğunu biliyoruz. Doktor Baran olayı da bunlardan biri...
Sayfa 172 - İletişimKitabı okuyor
Cehennem, hayatın en lüzumlu ve basit ihtiyaçlarının, korkunç bir güçlükle temin edilmeye çalışıldığı yerde başlar. H.FAST
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.