"Ne yana dönsem siyah, sessiz, bitkin ve ırak
Kalbe dokunduğunda her akşamüstü ölüm
Kırıldı hüzne karşı taşıdığım son mızrak
Meçhul bir mimar yıktı içimin sarayını
...
...
Ey üzgün yalnızlığım, sineme bir baksana
Ne münzevi bir kaygı, ne de mahrem bir resim
Kaç zavallı dilenci elini açmış sana
Omuzlarımda mağrur bir devin ağırlığı
Aynaları arıyor yokluğunda adresim
Kim duyar bir fanusun içindeki çığlığı "