Ne hayallerle doldurur insan heybesini.. Ne dualarla yeşertir, kabul görmeyen gerçeklerini.. Kalbine saplanan onca hançere aldırmadan, ayağına takılan onca çelmeyle düşmeden, gözlerine çekilen onca perdeden yılmadan, ışığı görebilme ümidiyle bakar, sonsuza koşabilme umuduyla yol alır, olacağını beklediği hakikatleri ile doldurur çevresini ve sırf bu düşünce dahi tebessüm ettirir çehresini..
Yanındaymış gibi gözükenleri, yanında göremeyince mahsun bakışlarla indirir başını..
Tüm çabalarını, bir beklenti gibi algılayanlara şahit olunca, harcanan nefes deler geçer boğazını..
Tam unutmuşken geçmişte yaşananları, “yapmasaydın!” tezi ile darmadağın eder pişmanlıklarını..
Keşkelere boğulduğun esnada, nefs biner üstüne hatırlatır zorbalıkları.. Tecrübe mi der buna biliminiz? Marifet mi sayar âdetleriniz? İnsanı yok saymayı mı öğütler inanılan dininiz?
Geleneğe mi dayanır yazgınız? Dayatmayın.. Dogmalamayın..
Taklit etmeyin.. Gönülü inciten, Hakk’ı incitir; Unutmayın!