Kıyamet Günü, Diriliş Ve Hesap Verme...
“O gün Sûr’a üflenir; Allah’ın dilediklerinden başka göklerde ve yerde kim varsa kıyametin dehşetinden çarpılıp cansız yere serilir. Sonra sûra bir daha üflenir; bir de bakarsın ki, bütün ölüler dirilip kabirlerinde ayağa kalkmış, merak ve endişe içinde etraflarına bakınıp duruyorlar.” (Zümer Sûresi, 68) “Yeryüzü Rabbinin nûruyla aydınlanır. Kitap
O’nu Safa İle Merve Arasında Buldu...
. . . Nufeysa binti Müneyye: “Ey Muhammed, a.s seni evlenmekten alıkoyan nedir?” Her zaman alçakgönüllü ve açık sözlü olan El-Emin başını yavaşça eğerek cevapladı. O başını eğince gökler de onunla birlikte erimişti sanki yedi kat gök, yedi kat su gibi toprağın içine akıvermişti...Topraksa onun başını öne eğişiyle birlikte içeri çökmüş, yıkılmamak için dağlardan destek almıştı... Allah bilir melekler tutmamış olsaydı dağlar da onun başını öne eğişiyle birlikte ortadan ikiye yarılarak çatlardı... Her şey alt üst olmuştu, her şey onunla birlikte baş eğmişti kısacası... Kainat denen ayna, dalgalanmıştı, mahzun cevabıyla: “Maddi durumum buna müsait değilken nasıl evlenebilirim?” Bu sözü beklermişcesine konuya girdi Nufeyse Hatun... “Sana cemali ve şerefi en az malik oldukları kadar parlak bir kadından söz etsem...” “Böyle bir kadın var mıdır?” “Evet, Hatice binti Huveylid!” “Bu sence olabilecek bir şey midir? Tüm Mekkeli zenginlerin talibi olduğu Tahire, böyle bir izdivaca razı gelebilir mi sence?” . . .
Reklam
. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
MAHKUMLAR ARASINDA 600 kişinin barındığı koca hapishaneyi şu iki kelime ile hulasa etmek mümkün: Ah ve af! Aziz arkadaşım: Bir akşam garipliğinde mektubun elime gökten düşer gibi düştü. Bütün varlığımı hüzünlü bir sevinç kapladı. Var ol, sağ ol! Biz insanlar noksan yaratıklarız!.. Aranmak, sevilmek isteriz! Gerçekten bizi alâkalar
Mahzun dağlar ve gökler...
... Şu yeryüzü, dağlar ve gökler... Ne de mahzun duruyorlar değil mi? Sanki bağırlarında barındırdıkları insanoğlunun Allah'a karşı olan isyankarlığının utancını yaşıyormuş gibi...
Sayfa 264 - Misyon YayıneviKitabı okudu
Resim