Haydar Ergülen, Âşıklar Cemi'nde Anadolu sözlü kültürünün en önemli taşıyıcıları olan âşıklar için kalem oynatıyor bu sefer. Halktan, Hakk'tan, dosttan, aşktan, yoldan, yolcudan, sazan, sözden dem vuran ve kimi zaman katledilen, yok sayılan ama inatla sazlarını çalıp söyleyen âşıklar çağdaş Bir şairin kaleminde yeniden hayat buluyor. Âşık Veysel'den Âşık Mahzuni Şerif'e, Neşet Ertaş'tan Şahsenem bacı' ya Davut Sulari'den Muhlis Akarsu'ya, Şah Turnadan Ali Ekber Çiçek'e bir yol hikayesi anlatıyor Ergülen. Onlar Hem âşık hem halk âşığı hem de Hak âşığı diye anılırlar. Yaptıkları her şey aşktandır, çalıp söyledikleri, susup dinledikleri. Aşktan yaratılmışlardır, aşk için yaratılmışlardır: "Yaradan bizleri insan yaratmış muhabbet insana cana muhabbet diyen" Ruhi Su'yu hatırladım... "Tenden sual etme ten kuru tendir can onun içinde gevheri kandır bu ilim deryası bahri umman'dır sırrı kal oldukça sırdan gelirem". Nesimi. "Mazlumlara Nar ettiler Pir Sultan'a dar ettiler istemezdim zor ettiler onun ile kurbanım ben" diyerek sonlandıralım okumaya, doyulamayacak bir eser emek verenin kalemine, yüreğine sağlık...