Şeytan, Yahya'ya, isa'ya gizlice secde etti. Bu nedir? Korkudan, umutsuzluktan ileri gelen iman makbul değildir, derler. O halde Tanrỉya gerçek iman hangisidir? Gerçek iman, bu cihanın renklerine boyanmadan, o cihanın nakışlarını görenlerin ve o ilâhi âlemin seslerini işitenlerin imanıdır.
"Kendi nefsini bilen Tanrısını da bilir!"
Reklam
Hazreti Ali buyurmuştur ki; erkeklik üç yerde belli olur: 1. Savaşta, 2. Kadın koynunda yatakta, 3. Aldanmamak için alşverişte.
"Ey insan! Kafdagı kadar yüksekte olsan da , kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma her şeyin bir hesabı var, üzdüğün kadar üzülürsün."
Şems-i Tebrizi
"Her kim beni, benim kendisini gördüğüm gibi görürse, bu takdirde o, benim gibi olur." Bu sözcü söz söyler, anlaşılmasına dikkat eder. Şaşırtmaca yapmaz. Sözünün başlangıcı ne ise sonu da odur.
Tanrı vardır, demenin; O'nu isbata çalışmanın Tanrı varlığına ne faydası var? Sen kendini var etmeye bak ki, melekler bütün gece seni övsünler. (Senin için) Tanrı varlığını gerçekledi desinler.
Reklam
Ben, sevgilim; sevgilim de ben olmuşuz ikimiz bir beden içine girmiş iki ruh olmuşuz.
"Kökler"i iyi okumamızı söylemişti bir gün önce... Benim, Şems-i Tebrizî Hazretleri'nin Makalat'ını okuduğumu bildiğinden, oraya atıfla, "Makalat'ı okurken bazı şeyleri hatırlıyorsundur herhalde" mahiyetinde bir şey söyledi.
"Nuh'a mı uyacaksın, yoksa Mustafa'ya mı?" dedim. Çünkü Nuh Peygamber, "Yârabbi, yeryüzünde kâfirlerden tek kişi bırakma!" (Nuh sûresi, 26) diye yalvardı. Hazreti Mustafa (s.a.) ise, "Allah'ım ümmetimi doğru yola yönelt! Çünkü onlar bilmezler," buyurdu.
Şeyh diyordu ki: "Müslümanlık gerektir Müslümanlık!" Halbuki kendisinin hiç de Müslümanlıktan haberi yoktu. Müslümanlığın dış yüzünü bile bilmiyordu.
Reklam
Dürüstlük bir şehirdir, ben de o şehrin sultanyım, Onda kendim yaşayayım, kendim öleyim, kendim korunayım.
Cihana meydan okurcasına fikir beyan eden Şems Makâlât'ında söylediği gibi, her soruya șerhle cevap verebilecek bilgiye sahip ancak Allah'ın güzelliğinin ve tadının hiçbir kitapta yazılı olamayacağını, o güzellik ve tadın gönül bilgisiyle bulunabileceğini anlatıyor.
Sadakanın en makbulü başkaları görmeden verilendir. En az sadaka da, başkalarının görebileceği şekilde verilmiş olandır.
Eğer bir kimse mihrapta namaza durmuş, fakat kafası dünya işleri ile mesgul ise, meyhanede zina eden adamın yaptığı iş onun işinden farksızdır.
Gam çekme, tasalanma, umutsuzluğa düşme! Karalığın uzamasından, uzun gecelerden sonra aydınlık günler başlar.
Resim